Ahmet ATILMIŞ
Çalışmak ama severek,
Başarmak ama başkalarını ezerek değil,
Eğlenmek ama kimseyi rahatsız etmeden.
Herşey insan sağlığı ve onuru için ...
Çalışmak ama severek,
Başarmak ama başkalarını ezerek değil,
Eğlenmek ama kimseyi rahatsız etmeden.
Herşey insan sağlığı ve onuru için ...
Olağanüstü bir gelişme olmazsa 2025 sonuna kadar borsa uçmaz, bir büyük savaş tehdidi olmazsa, altın yükselmez, doların merkezinde dolar ihtiyacı fazlası olmazsa dolar ucuzlamaz.
Duyduk duymadık demeyin!
Olağanüstü bir gelişme olmazsa 2025 sonuna kadar borsa uçmaz, bir büyük savaş tehdidi olmazsa, altın yükselmez, doların merkezinde dolar ihtiyacı fazlası olmazsa dolar ucuzlamaz.
Ama temel gıda ürünlerimizin fiyatı artmaya devam edecek. Doğalgaz, petrol, elektrik fiyatları artmaya devam edecek.
Onlar yüz , iki yüz artarken, maaşlar !!
Ve emekliye verilen ücretlerin % 36 artması, bilemediniz % 40 -45 bekleniyor.
Yani ekonomik krizin faturası halka, işçiye, memura, köylüye, küçük esnafa…
Bu durum sistemsel bir sorun. Serbest rekabetçi, çarpık kapitalist sistemin işleyişi ve küresel sisteme bizim gibi ülkelerin ayak uydurmasının mümkün olmadığı, fakat buna rağmen ayak uydurmaya zorlandığımız bir sistem.
Bu durumu iktidarın da, muhalefetin de çok iyi bilmesine rağmen ses çıkarmaması, alternatif üretememesi.
Bunun nedeni de tabi ki uluslararası güçlerin bizim ülkemizdeki siyasete bolca etki etmesi.
Küresel sistemin sahipleri rahatsız olduklarında nükleer gemileriyle de tehdit ettikleri mazlum milletleri, yoksul halkları her defasında maalesef sindirmeye kadir olduklarını biliyoruz. Tarihte, bireysel ya da kitlesel karşı koymalar ve küresel emperyalist güçleri püskürten şanlı direnişler ve zaferler olmuştur. Gelecekte de olacaktır. Lakin içinden geçtiğimiz bu tarihsel süreçte ne yazık ki sağlam, güçlü, etkili, anti-emperyalist bir mücadele görülmemektedir.
Evet başını ABD’nin çektiği bir blok ve onun karşısında Rusya ve Çin'in başını çektiği bir başka blok var. Bu durum bizimde, bizim gibi ülkelerinde bu gün yaşadığı olumsuzluklara pratik bir yansıması yoktur.
Anadolu'da bir söz vardır; “diken battığı yerden çıkar” Bireysel sorunlarınızda ülke çapındaki sorunlarımızı da gelip başkaları çözemez.
Ahmet ATILMIŞ | 15.11.2023
İsrail, ABD ve bütün yandaşları, Filistin'in kalan bölümlerini kendileri için, en azından kendi menfaatleri için işgal etmeye kararlı gözüküyorlar.
Hayatım boyunca en az anladığım konu futbol konusudur, o nedenle yine de futbola dair yazmayacağım.
CHP de tüzük kurultayı bir yıl sonraya kaldı. Tüzük, bir partinin damarlarında dolaşan kanın nasıl ve nereye akması gerektiğini yönetir. Yani insanı besler ve büyütür, tabi ki partiyi de. Bu konunun ertelenmesi seçimden önce yapılmaması, parti içindeki aklı başında, tüzüğün ne demek olduğunu bilenler arasında rahatsızlık yaratacaktır.
Dün bir sempozyuma katıldım. Sözde tarih sempozyumu...Koca bilim yuvası, koca bilim adamları kavramlardan habersiz.
Artık ‘ yasanın, kanunun, nizamın, intizamın herkes için olduğu bir Türkiye istiyoruz ’ diyoruz. Diyoruz ama bu öyle kolay bir şey değil. Bunun yolu demokrasiden geçer.
Biz gazeteciler kavramlara soru sorarız... Ne değişti? Nerede değişti? Nasıl değişti? Neden değişti? Ne zaman değişti?
Sancılı, gergin ve çekişmeli bir kongrenin ardından Özgür ÖZEL ipi göğüsledi. Değişim diyenler kazandı. Aslında her iki tarafta değişime dair benzer şeyler söylüyordu ama bunlar geride kaldı. Sonuç ülkemize, halkımıza hayırlı olsun.
İnsanımız çok bozuldu; kişisel menfaat, samimiyetsizlik, utanma-arlanma gibi kavramların aşınmış olması, sevgisizlik, okumaktan uzaklaşma ya da okumaya yanaşmama vs vs…
Cumhuriyet bütün aksaklıklarına rağmen, bütün ondan rahatsız olanlara rağmen hala ayakta, ama demokrasi yok. Tam bağımsızlık yok! Halkçılık yok! Devrimcilik yok!
Devrimciler , din savaşlarıninin içinde, yaninda ,altında, arkasında vs hiçbir yerinde olmaz....
Çoğumuz insan biyolojisini derinlemesine bilmeyiz. Kendi bedenimizi ve onun işleyişini, tıp bilimi almadıysak eğer, anlayamayız.
Ülkemiz, uzun zamandan beri yozlaştırılarak, yoksullaştırarak, ötekileştirilerek, yalanla, dolanla sarmaş dolaş yaşıyor...
Bugün 1 Eylül Dünya Barış günü. Barış çok uzakta maalesef. Savaş çok daha yakın. Silahların sayısı ve öldürücü gücü gelişiyor. Sadece bilinen silahları değil…
Altayların eteklerinden Anadolu'ya, hatta balkanlara uzanan bir kavim. Hep savaşarak var olmuşlar. Bu yüzden barbar demişler.
Gaziantep’in Bakan Başkan olarak bildiği Fatma Şahin, grevci işçilerle konuşurken el ayak öptü, hatta yalvardı… El ayak öpmesinin altında bir çıngıdan bir yangının çıkabileceğini ön görüp Antep iş dünyasına sahip çıkma refleksi vardı... El ayak öpmesinin altında bir çıngıdan bir yangının çıkabileceğini ön görüp Antep iş dünyasına sahip çıkma refleksi vardı...
Siyasetle yakından ilgilenen herkes elbette siyasi fikirlere sahip olabilir ve fikirlerini kendisi dışındaki insanlarında onaylamasını isteyebilir.
CHP’ye oy vermiş arkadaşlar şu sıra Abdüllatif Şener’e ver yansın ediyor. Hakaretin, küfrün bini bir para…
Bir CHP eleştirisi, bir Kılıçdaroğlu eleştirisi, sorumlu mevkilerde kimler varsa hepsine eleştiriler gırla gidiyor.. Eleştirilerin dozu herkes tarafından farklı algılanıyor. Bu eleştirilere tepkiler ve karşı eleştirilerde bir o kadar fazla.
Bir dostum yazmış, "Çokça üretip, hakça bölüşeceğiz" Soruyorum; Ne üreteceğiz kardeş?
"Tanıdığım bildiğim herkes karanlık bulutların yuttuğu tepenin ardından bir güneşin doğacağı ihtimaline evet dedi. Güneşi hiç görmemiş, ne olduğunu bilmeyenler bile...
Depremden etkilenen On bir il … Yıkılan, acil yıkılacak olan, çok hasarlı, orta hasarlı, az hasarlı bağımsız konut sayısı 1200... Her konutta 4 kişiden 4,8 milyon kişi eder.
Depreme Gaziantep’te yakalandım tüm aile fertleriyle. Hemen Kızılay gönüllüsü kızımı Kızılay’a bırakıp bende Halk Sağlığı uzmanı diğer kızımı alarak depremin merkez üssü Pazarcık’a gittim.
Bizim gibi ülkelerde halk, her zaman kendi geleceğini oylar, bir bakıma ama kendisini iktidara taşıyacak ve iktidarda tutacak partiyi bir türlü bulamaz.
Hep altılı masa diyoruz ama hernedense Meral Akşener’in gidişine en çok CHP’liler tepki gösteriyor. Tepkilerin biçimi genellikle duygusal , öfke dolu ve Akşener’i aşağılayan tepkiler.
F-16' lar verilmiyor... Konsolosluklar kapatılıyor.. Türkiye'nin husumetli olduğu yerler silahlandırılıyor.
Tam bağımsızlık....! Tam özgürlük....! Tam demokrasi...! Bu iktidar gitsin.. Bu iktidar bir saat bile kalmasın, gitsin diye düşünüyorum. Bu iktidarı ilk geldiği günden beri doğru bulmuyor yanlış buluyorum...
Siyasette, ticarette, bağda, bahçede hayatın her alanında hafif olan, yüzeysel olan, kararsız ve sığ olan her şey önce etkisizleşir sonra geçer gider, savrulur, kaybolur...
Bizim ülkemizde bir konu abartılıyorsa, büyük ihtimalle siyaset malzemesi olmuş ya da fincancı katırları ürkütülmüştür. Ya başka bir önemli olay unutturulmaya çalışılmaktadır ya da cambaza bakmamız istenmektedir.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun, Gaziantep’te yapmış olduğu konuşmayı baştan sona KRT TV ‘den izledim.. Kılıçdaroğlu birey olarak gerçekten dürüst olduğunu düşündüğüm bir insan.
Ülkemizde 18 yaşını bitirmiş herkes, bir kaç ay sonra seçmen olarak oy vermeye çağrılacak. Muhtemelen bir pazar günü, şu saatlerde, şu saatler arasında herkes oy vermeye gelsin denilecek . Protesto edip gitmeyen bir azınlık dışında çoğunluk oy vermeye gideceğiz.. Bu aynı zamanda yurttaşlık görevimiz. .
Siz gerçekten hala görmüyor musunuz ? Yoksa göremiyor musunuz ? Yoksa görmek mi istemiyorsunuz ? Yoksa görmezlikten mi gelmek istiyorsunuz?
Türkiye’de siyaset yapan partiler ve tabi ki onların yöneticileri kişisel menfaatleri için değil de halk için siyaset yapıyorsa önce üzerinde yaşadığı ülkenin çalışan ve üreten insanlarının, emekçilerinin yani işçisinin, köylüsünün, memurunun, esnafının çıkarlarını her şeyden önce dert edinmeli. Hatta esasen onlar için siyaset yapmalı.
Siyasetin bir teorik birde pratik kısmı vardır… Bir stratejisi, birde taktiği vardır. Öncelikleri, başat sorun tespitleri vardır. Çözüm ardına atılacak adımlar yukardakilere bakmadan , o bilimsel değerlendirmeden geçmeden yapılamaz.
Altılı masa muhalefetini eleştirdiğimde bana tepki veren arkadaşlar izliyor okuyorsunuz... Neymiş beş benzemezle ittifak...? Görüyorsunuz parti içi gerilimleri, haklı çıkmak istemezdim ama gerçekten halkçı, gerçekten altı ok’a sarılmayan bir partide bunlar son derece olağan sonuçlar...
Hasretin nerede kardeş, Portakal ağaçları varmıydı içinde.. İçinde yaban mersini İçinde yasemin İçinde martı var mıydı? Unut beş parasız
Bu ülkenin gül gibi bilim insanlarını bir kenara bırakıp Rifkin'e gitmeyecektin .Bunlar yeni Kemal Derviş’lerdir. En azından biz böyle anlıyoruz ve korkuyoruz .Seni belki de iktidara taşıyabilirler ama ülkeyi başka bir yere taşırlar...Sen Atatürk’ün partisinin genel başkanısın. Yerli ve milli konusunda yarışıp daha Anti-Emperyalist olduğunu anlatman gerekirken, neden gidiyorsun İngiltere’nin trliyon dolarlık bankalarından borç almaya! Kara kaşımıza , kara gözümüze para verir mi elin oğlu ?
1.yüz yılımız ve ondan öncekiler esasen kayboldu..sorumlusu yok... dolayısıyla Hesap verende yok..
Hiçbir bölünme, bölünenlere değer katmaz, değerini eksiltir. Ama amiyane tabirle amip gibi bölünüyoruz. Kürt- Türk , Alevi- Sünni , Laik - Anti laik , Doğulu - Batılı , Zengin- Fakir , Laz – Çerkez , Gürcü - Pomak derken şimdide Osmanlıcı – Atatürkçü !
Anıyoruz... Unutmayacağız...Ölümsüzdür ..Saygı,Özlem,Minnet ,Şükran..vs ..vs.. hepsi güzel ve tabi çok değerli..
Bir türlü kafa karışıklığından kurtulamayan muhalefet, salt iktidarda kalmak adına çoğu gereksiz ve anlamsız şeyi göze alan iktidar. Halkın sorunlarına ciddiyetle yaklaşmaktan ve çözüm üretmek için çalışmaktan adeta kaçıyorlar.
Son günlerde yine bir dil tartışmasıdır gidiyor.. Elbette bu son tartışmanın fitilini ateşleyen aynı zamanda milletvekili de olan Mahir Ünal’ın bir açılış sırasında yaptığı konuşma..
Siyasi geleceğimiz konusunda kafası net olanlar, toplumun yüzde kaçıdır acaba...? Gelecek iktidar ülkenin, halkın sorunlarını çözmeyecekse gelmesin deme şansımız yüzde kaç?
Celal Doğan şimdilerde Gaziantep'te siyasetle aktif ilgileniyormuş. 75 - 80 yaş aralığı bana göre siyasette de emekli olmak için yeterli bir yaş ama maalesef siyasetçiler, dünyanın her yerinde yaşları kaç olursa olsun siyasetten emekli olmak istemiyorlar.
Gazi Antep iyi parti il başkanı Celal Yıldırım'ı dört ay kadar önce şirin söyledi programına konur ettiğimde tanıdım.
Doğaya ve onun kıymetli parçası insana dair çok şey yazıldı, söylendi… Bitti mi? Tabiki hayır… Güneş her gün yeniden doğuyor ve gök kubbenin altında her şey değişiyor, başkalaşıyor, yenileniyor ve ilerliyor… Hiçbir şey yerinde durmuyor...
Dün bir arkadaşımdan öğrendim, o da sosyal medyadaki bir videoda izlemiş diyor ki ; " Yanındaki arkadaşlarını gözden geçir, oğlum ya da kızım şu arkadaşıma benzese ne iyi olur dediğin kişiyle yola devam et. Oğlum ya da kızım şu arkadaşa benzememeli dediğin kişiyle yollarını ayır…"
Korkunun temeli belirsizliktir ... Bir başka deyişle ne olacağını, olacaklar karşısında ne yapacağını bilememe ,dolayısıyla karar verememe halidir...
Öncelikle sormamız, bilmemiz ve öğrenmemiz gereken şey; SİYASET NEDİR? Siyaset niçin yapılır?
Cumartesi, pazar iki gününü doğduğum yerde, BESNİ ‘de geçirdim .. Hem dünyadaki bilinen tek eğitim bayramı hem annemi , hem de arkadaşlarımı görmenin mutluluğunu yaşadım .
Belki altı ay, belki sekiz ay sonra halkın önüne sandık gelecek .. Halk, seçilmişleri seçecek.. İttifaklardan biri kazanacak...
“Bir inanca, bir düşünceye körü körüne, aşırı ölçüde bağlı olan, hoşgörüden yoksun kimse.” Yobaz sözcüğünün sözlükteki karşılığı bu..
Kıymetini bilmediğiniz değerler , siz farkında bile olmadan elinizden uçup gider... Sağlık, para, özgürlük, dostluk, emeğiniz, malınız, mülkünüz, ülkeniz ne varsa alırlar ..
Aslında dünyadaki hiç bir halkın bir başka halka ya da halklarla bir meselesi yoktur ve olamaz...
Bizim insanlarımızın bir bölümü çıldırmış olmalı diye düşünüyorum. Bu bölümün ne kadar büyük bir kitleye tekabül ettiğini bilmiyorum ama azımsanamayacak sayıda olduğu kesin...
Kraliçe Elizabeth’in ölümü Bizim boyalı basında ve şingirdaklı TV’lerde bütün bayramlardan, bütün özel günlerden ,bütün felaketlerden çok daha olumlu ve uzun haber konusu ,program konusu oluyor neden?
Türkiye'de burjuva siyaset nasılda pamuk ipliğine bağlı ve ne kadar sığ görüyorsunuz..
Masal anlatanlar , yaygara yapanlar , laf salatası yaparak kendince kafa bulandırmaya çalışanlar , Demagojinin dibini bulanlar , Lafı güzaf ’ı iş sananlar ,boş konuşanlar vs . Sözde yazar çizer takımıyla ,medyasıyla , sosyal medya trolleriyle ne yaparsa yapsın sistem bütçede açık vermeyi engelleyemiyor..
Sahilde dolaşırken geriliyorum ,etkileniyorum gördüklerimden ..Bu gün levrek sordum kg 360 TL dedi balıkçı ..etme.. başka bir yerde 260 TL gördüm, ona çok pahalı deyip uzaklaştım dedim.. onlar çiftlik abi dedi..hem bize zor geliyor balık ,ne derlerse o fiyattan alıyoruz. biz almasak yatlar alıyor dedi..
Partilerin Gaziantep örgütleri ( AKP hariç çünkü, onlar bilinen klasik yöntemler dışında yöntemlerle de örgütlenmelerine büyük taban buluyorlar) Örgütlenme bilinci ve yeteneği en çok gelişmiş parti hangisi acaba?
ABD Tüsiad'a mektup yolladı... Özeti Rusya'yla iş tutmayın, yoksa bozuşuruz... Oysa Tüpraş dahil yüzlerce kuruluş, binlerce tüccar Rusya ile iş yapmazsa biter..
Bir toplumu bir ülkeyi gözlemlerken..Araştırırken nelere dikkat edersiniz? Bir ülkenin halkı Yeterince sağlıklı mı? Özgür mü? Yeterince mutlu mu? ileri mi ? Refah düzeyi yuksek mi ? Yoksa hastaane kapıları dolup taşıyor...
Ülkemin ve Avrupa'nın bir çok yerinde devam eden grevlerdeki emekçilere selam olsun....
Bu Fransızca sözcük.. gündelik hayatta malesef kullanılıyor ...Aslında buda, bir başka dejenarasyonun ürünü, lakin konumuz bu değil ..
Her şeyden önce zor alım, el koyma , çalma,gasp etme gibi vahşi yöntemler ,ardından mecbur bırakma , mahkum etme ve sonunda kaba ve ince sömürü..
Birinci ve ikinci dünya savaşları sonunda , yer yüzü galip devletler tarafından paylaşıldı..