Ahmet ATILMIŞ

Ahmet ATILMIŞ

Çalışmak ama severek,
Başarmak ama başkalarını ezerek değil,
Eğlenmek ama kimseyi rahatsız etmeden.
Herşey insan sağlığı ve onuru için ...

Çilemiz...

‘Ölenlerimiz kurtuldu’ demek geliyor içimden… Ama yaşamanın müthiş özlemi, dayanılmaz isteği ve hakkı, yaşama saygıyı elden bırakmayı fena halde engelliyor.

 

‘Ölenlerimiz kurtuldu’ demek geliyor içimden… Ama yaşamanın müthiş özlemi, dayanılmaz isteği ve hakkı, yaşama saygıyı elden bırakmayı fena halde engelliyor. Bu durumda ‘olmaya cihanda bir nefes sıhhat gibi’ sözüne takılıyorum. Ama çadırda, konteynırda günler, aylar geçmek bilmiyor. Soğukta titriyoruz, sıcakta kavruluyoruz. Toz, tobar gırla. Yemek… Yemeğe benzerse yiyoruz ama neremize gidiyor anlamıyoruz. Çoğu artık gurbetçi olan eşten, dosttan ayrıyız, çile dolduruyoruz. Umut bitmiyor işte, can çıkmadıkça bitmiyor.

Çadırda hayal kursak, neyin hayalini kurarız? En lüks hayalimiz, enine boyuna banyo yapabilmek, tertemiz elbiselerimizle bir düğüne gidip çoluk çocuk hep beraber gülen yüzler görmek.

Konteyner kentin konteyner çarşısına bakıyorum, barakadan eczane, barakadan unlu mamüller. Afrika’nın yoksul köylerinden birinde gibiyiz.

Gör, kaç yıl daha sürer bu çaresizlik? Çocuklar ne kadar katlanabilir sağlıklarını tümden kaybetmeden?  Bilemiyorum…
Bir yanıyla şükrediyoruz iyi ki baraka var, konteyner var. Yiyecek bir şeyler buluyoruz. Bir yanıyla ‘Neden biz Japonya’da doğmadık?’ diyor, gelişmiş ülkeleri kıskanıyoruz.

  Ve tabi yoksulluğumuzu, kimsesizliğimizi, çaresizliğimizi saklayamıyoruz bir yere. Bugünlerde yaklaşan yerel seçimlerin anonslarını duyuyor, dağıttıkları el ilanlarından seçim vaatlerini okuyoruz. Bize dair gerçekçi hiçbir vaat yok. Kriz var diyorlar. Yapılacak afet evleri seneler alacak diyorlar. Yaşlılarımız ölsekte kurtulsak diyor, gençlerimiz umutsuz ve öfkeli.
Bekliyoruz…..

Ahmet ATILMIŞ | 18.03.2024