Ahmet ATILMIŞ

Ahmet ATILMIŞ

Çalışmak ama severek,
Başarmak ama başkalarını ezerek değil,
Eğlenmek ama kimseyi rahatsız etmeden.
Herşey insan sağlığı ve onuru için ...

Düşünmek, Düşündürmek...

Bu işin nörolojik kısmını bir yana bırakacak olursak geriye sosyo-ekonomik tarafı kalır. Ne demek istiyorum? Toplumların bilinci, bulundukları ülkelerin-üretim ve paylaşım modeline göre şekillenir.

Bu işin nörolojik kısmını bir yana bırakacak olursak geriye sosyo-ekonomik tarafı kalır.
Ne demek istiyorum?
Toplumların bilinci, bulundukları ülkelerin-üretim ve paylaşım modeline göre şekillenir.
Bağımlı bir Asya ya da Afrika ya da Latin Amerika ülkesinin yurttaşıyla, gelişmiş Avrupa, Amerika hatta Rusya ve Çin gibi ülkelerin yurttaşları aynı beslenme ve bilgilenme süreçlerinden geçmezler. Aynı olanaklara sahip değillerdir. Aynı görgü, aynı disiplin, aynı teknik ve bilimsel gelişmişlikle iç içe değildir, geri bırakılmış ülkelerin çocuklarının çok büyük bir bölümü, geri bırakılır...

 

Bu geri bırakılmış ülkelerin çocukları için medya ve eğitim sistemleri, çocuklarımızın sağlıklı ve ileri düşünmelerini teşvik etmezler. Düşünmemelerini isterler. Hatta yoz düşünmeye özendirildiklerini gördüğümüz bolca dizi örneği üretirler.

Görmüyor musunuz?

Hangi gelişmiş ülkede bu kadar kadın cinayeti var. Bu kadar çocuk istismarı, bu kadar hırsızlık, mafyatik ilişkiler, dolandırıcılık vs.

Elbette gelişmiş kapitalist ülkelerde de yozlaşmışlık çok denebilir. (Bu arada geri bırakılmış ülkeleri geri bırakanlar bu "gelişmiş" ülkelerdir) ama geri bırakılmış ülkelerle kıyas götürmez.

İnsan bireysel olarak, doğumundan itibaren ailesinde, okulda ve sokakta ne varsa yani ne görüyor ve yaşıyorsa ona göre şekillenir. Elbette gidişatı gören, gördüğü olumsuzlukları sorgulayan bir azınlık kitlede var. Onlarda genellikle muhalif oldukları için sistemin gazabına uğrarlar.

Meseleyi bireye indirgeyenler "herkesin aklı var, çalıştırsın aklını" ya da "akıl akıldan üstündür" diyorlar. Oysa üstün olan sistemdir, sistemlerdir. O ülkedeki üretim ilişkileri modelidir.

Çocukları harıl harıl okuyan, araştıran, tartışarak ilerleyen, dünyayı anlayan, dünya görüşü sahibi olan ülkeden, Tik-Tok’ta rezalet sergileyen bir topluma nasıl getirildik sanıyorsunuz?

İşsizlik oranlarına bakın, satın alma gücüne bakın. Bilime, kültüre ve sanata verilmeyen değere bakın. Suni ayrışmalara ve çatışmalara bakın. İç bölünmelere bakın.

Bunları gelişmiş ülkelerde istisna olarak görebilirsiniz. Yani akıllı olmanız yetmez, öyle olsaydı profesörler holding sahibi olurdu. Yani düşünmek de yetmez, bazen cehennemi bir coğrafyada doğarsın, Gazze'de çocuk olursun, Afganistan’da kadın!
Neyi düşünürsün?
Umarım düşündürebilmişimdir.

Ahmet ATILMIŞ | 08.06.2024