Gürsel GÜZEL - ÖZLÜYORUM
Yazar
Yazar
13 gün iki haftadan az bir zaman sonra yerel seçimlerde oy kullanacağız!
13 gün iki haftadan az bir zaman sonra yerel seçimlerde oy kullanacağız! Biz seçmenlere DOYMAZLARIN (kapitalist-emperyalist sistem) dayattığı düzen içinde ‘Seçilmişleri, atanmışları onaylama, resmiyet kazandırma ROLÜ verilmiş. Altını kalınca çizelim. Mevcut sistem içi partileri halk, seçmen yönetmiyor. Parti yönetimlerine, söz ve karar organlarına tam ve kesintisiz olarak sermaye sınıfı hakim. Arkasında bir sermaye grubunun olmadığı adayların bırakın seçilmeyi aday adayı olma ihtimalleri dahi yok. Hasbel kader aday adayı olabilenlerin ise aday kesin aday listelerine girmeleri mümkün değil.
Hal böyleyken uygulanan seçim sistemi Seçmen İradesinin sandığa yansımasına engel. Bu engelleri sıralarken öne çıkanlar:
Baraj sistemi,
Devlet olanaklarından yararlanma,
Basın Yayın organlarından yararlanma,
TRT’nin kuruluş yasasına rağmen tek yanlı, iktidar partisinin Resmi Yayın Organı durumuna getirilmesi,
Partilere Yapılan Hazine yardımlarındaki eşitsizlik. Ve daha niceleri.
Konuya yerel seçimler açısından BAKACAK OLURSAK konu daha önemli sorunlar içeriyor. İktidar partisi ve belediyelerde hakim olan gruplar muhalefet partilerine ve adaylarına nefes alma olanağı bırakmıyor. Şehirlerin bütün meydanları, ana caddeleri, kamu alanları ve salonları iktidar partisinin işgali altında. İktidar partisi bunu mevcut sistemden kaynaklı hükümet yetkisini kötüye kullanarak yapıyor. Acı olan gerçek ise bu durumda TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'ni temsil eden kurum amir ve yetkililerinin Anayasanın ve görevleriyle ilgili yasanın kendilerine yüklediği görev ve sorumluluğu yerine getirmemeleri.
VALİ, KAYMAKAM, İL ve İLÇE SEÇİM KURULU BAŞKANLARI seçimlerin huzurlu, güvenli, adil koşullarda yapılmasından ve SEÇMEN İRADESİNİN ADALETLİ BİR SONUÇLA SANDIĞA YANSIMASINDAN birinci derecede sorumludur. Ancak bu sorumluluk uygulamada göze ilişmiyor. Çünkü söz konusu kişi ve makamlar yasal dayanaktan yoksun yönetmelik, yönerge, talimat, kararname ve genelge ile İKTİDAR PARTİSİNİN İÇ ORGANLARI durumuna düşürülmüştür. Bu duruma seyirci kalmaması gereken muhalefet partileri sessiz kalmıştır.
Kısacası eşit koşullarda yapılmayan seçimleden doğru sonuç çıkmaz
Görüş ve eleştirileriniz için gurselguzel27@gmail.com
Gürsel GÜZEL | 18.03.2024
Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Cumhuriyet Büyük Türk Milletinin binlerce yıllık tarihinin geleneksel toplum yapısına en uygun yönetim biçimi olarak yaşamımızda yerini aldı.
19 Mart görünüş itibariyle diploma sahteciliği üzerinden yürütüldüğü anlaşılan İktidar adayı muhalefetin ezilmesi, yok edilmesi operasyonu. Sadece Diplomalar üzerinden 28 kişinin adı geçiyor.
Ülkemiz hukukun ve adaletin olumsuzluklarla ana gündem konusu olması beni kaygılandırıyor. Doğumdan mezara kadar her kişinin en vazgeçilmez gereksinimi olan hukuk ve Adalet asla tartışma, konusu olmamalı.
28 Şubat. Önemli bir gün. ABD emperyalizmi tarafından Nevada Çölünde 100 yıllık sürmesi planlanan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığına ve işgaline yönelik tatbikat üzerine Türk Silahlı Kuvvetlerinin 1000 yıl sürmesi planlanan savunma ve direniş planlarının yapıldığı gün.
Başpınar Gaziantep’in ilk akla gelen simge yerlerinden birisiydi. Binlerce dönüm sulu tarım alanlarına sahip, pınarlarından gürül gürül suların aktığı adını bu pınarlardan alan Başpınar önemli bir mesire alanıydı. Aklı evvel politikacı ve yerel idarecilerin kar hırsı ile körelen ticaret ve sanayi erbabının iş birliği ile pınarlar kurutuldu!
Yıl 1936. Gaziantep’in 15. Kurtuluş yıldönümü. Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gazianteplilere kutlama telgrafı: ‘’Türküm diyen her şehir, her kasaba ve en küçük Türk köyü, Gazianteplileri Kahramanlık timsali olarak alabilir!
Özlemle ve hasretle anıyorum. Rahmetli ‘Aşık İhsani’ 70’li yılların başlarında söylemişti. ‘’Yazacağım bu can benden çıkana dek yazacağım. Eşitsizlik zincirini, kırana dek yazacağım hey.’’
Son zamanlarda güne anlam yüklemek moda oldu. ‘Cuma’nız mübarek olsun! Hayırlı Cuma’lar ve kandil kutlamaları bunlardan bazıları.
CUMHURİYET DEVRİMLERİNİ YENİDEN VE DAHA GÜÇLÜ TEMELLERÜZERİNE İNŞAA ETMEK ! 2025 YILINDA BAŞARMAMIZ GEREKEN GÖREV BUDUR. KARARLILIKLA BU GÖREVİ BAŞARACAĞIZ.
Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Makamlarına.
Komşumuz Suriye karmaşık bir sevinç içinde. ABD Türkiye üzerinden bağdaşıklarıyla birlikte bir işgal harekatı yaptı. Bu askeri harekatı başkanlık sistemiyle doğrudan kendine bağladığı BOP Eş başkanı üzerinden planlandı ve uygulandı. Suriyeli komşularımız sevinç içerisinde. ‘Suriye kurtuldu’ diyorlar. Ülkelerini kimden kurtardılar? Bu sorunun yanıtı yok.
Ülkemiz bir kuşatma altında. Topyekün bir saldırı, delicesine kapımızda. Sözde müttefik bildiğimiz NATO ve AB 50 yıldan beri bizi terör örgütlerine askeri lojistik vererek, himaye ederek, eğiterek sürekli bölücü bir sıcak çatışmanın içinde yutuyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti yani Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurucusu olduğu ülke bölgesindeki olaylara, olgulara, oyunlara kayıtsız kalamaz. Bunun iyi bilinmesi ve her iktidar erki mensubunun hafızasına yazması gerekir.
Yedi gün, her ay ve mevsim değişik bitkilerin çiçeklenme zamanıdır. Gaziantep yöresinde Garip adıyla anılan bir çiçek vardır. Yaygın olarak ‘’Kasım patı çiçeği’’ olarak bilinir.
Onlarca yıldan beri terörle mücadele ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 60 bine yakın vatan evladını teröre kurban verdi.
Gündeme düşen kahredici olay özel hastanelerdeki ‘’yeni doğan Bebek ölümleri ‘’ haberleri. Bu noktaya nasıl ve neden gelindiği üzerinde durulmalı. Bu olay dünyanın herhangi bir ülkesinde olsa ortada bakan, genel müdür, hatta hükümet dahi kalmayabilirdi.
Filistin topraklarında, Gazze’de Dünya Emperyalizminin (Doymazların) İsrail eliyle işlediği insanlık suçlarının 1. Yılını geride bıraktık. Batılı Doymazların kirli eli, İsrail soykırım ve katliamlarına acımasızca devam ediyor.
Batılı Barbarlar iyice azdı. İşi zorbalığın üstüne, bütün Dünya insanlığını, mazlum Milletleri topluca katletmeye, soykırım yaparak imha etmeye götürüyor.
Bizler, 1961 Anayasasının sağladığı özgürlükler ve demokrasi ortamında doğduk ve yaşadık. Özgür ve özerk üniversitelerimiz vardı. İlk okullarımız 5 yıllıktı.
Devletin her sızan ve en ciddi Milli Güvenlik sorunu haline gelen dinci vesayet gündelik yaşamı sarsıyor. Ülkemizde eğitim Birliği esası ortadan kaldırılmış, Adalete güven sıfırlanmış, Üniversitelerin özerk yapısı bozulmuş ve işlevini yitirmiştir.
Bu haykırış Dünya Emperyalizmine başkaldırıdır. Bu Haykırış Büyük Türk Milletinin 30 Ağustos Zafer Bayramında yeniden yükselen sesidir.
Bilindiği üzere Eylül ayı okulların Eğitim-Öğretim yılı başlangıcı. 2024-25 Eğitim-Öğretim yılı acıyla ve sancıyla başlayacak. Yurttaşlarımızın ezici çoğunluğu açlık ve yoksulluk sorunuyla baş başa bırakılmış durumda .
Filistin topraklarında ve Batı Asya’da yüzyılı aşkın bir süreden beri süregelen kirli savaşların duracağı yok. Önce İngilizlerin ektiği Fitne tohumları bu topraklarda Batılı barbarlarca sürekli beslenerek büyüyor.
Ülke olarak çok zor ve bunalımlı bir dönemi yaşıyoruz. TBMM’de temsil edilen siyasi yapının akıl ve bilim yoluyla bulacağı bir çözüm ve çıkış yolu gözükmüyor.
ABD Kongresi bütün insanlığın gözüne soka soka İsrail’in Haçlı Zihniyetiyle uyguladığı Filistin’deki Gazze Soykırımını onayladı. İnsanlığa karşı işlenen soykırım suçunun sanığı Netenyahu’nun ABD Kongresinde 59 defa dakikalarca alkışlanması sadece ABD’nin değil Batılı Barbarların, NATO’nun gerçek yüzünü görmemiz açısından da önemli bir yanı olduğu kanısındayım.
NATO kurulduğu gün ve andan itibaren ABD emperyalizminin koruyucu şemsiyesi olagelmiştir. Asıl misyonu da budur. Batılı barbarların açık veya örtülü bütün operasyonları NATO içinde kurgulanmış, planlanmış ve uygulanagelmiştir
Gaziantep Kulübü Alleben Toplantıları kapsamında Mesleki Odalar ve Dernek başkanları ile yapılan ’’Şehrimizde Değişen Nüfus Yapısı ve Etkileri’’ Başlıklı toplantılarda konuyla ilgili ayrıntılı ve önemli bir Rapor yayınlandı. Gaziantep Kulübü öncülüğünde 41 meslek odası, Dernek ve vakıflardan oluşan katılımcıların duyarlılığı takdire şayan.
Batı Asya Batılı Barbarların işgali altında bir çıkış yolu arıyor. (MU?) Filistin bir bütün olarak göz ardı ediliyor. Gazze İsrail özelinde bütün Dünya doymazlarının gözetimi ve desteğiyle soykırıma tabi tutuluyor.bATI
Uzunca bir dönemden bu yana,1946’dan beri Cumhuriyeti, Cumhuriyet Devrimlerini, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü içine sindiremeyen gerici ve yobaz çevrelerin sinsice yürüttükleri karşı devrim süreci açığa çıkmış gözüküyor.
Kapitalist sistem yaşam alanlarının, her türlü toplumsal değerlerin içini boşaltarak her birini sömürü aracına dönüştürüyor.
İlk kurulduğu ve iktidara geldiği Ocak 2003’ten bu yana Atatürk, Cumhuriyet Devrimleri ve laikliğe karşı düşmanlığını hızla artıran AKP iktidarları Türkiye Yüzyılı Eğitim Müfredatı taslağıyla son darbeyi vurmaya hazırlanıyor.
Yağmacı ve talancı iktidarların iflasa sürüklediği ekonomide her zaman olduğu gibi sistemin yükü yine işçinin, çiftçinin, üreticinin, emeklinin, esnafın sırtına yüklendi.
Yaklaşık olarak 150 yıldan beri kan ve gözyaşının aktığı Batı Asya barışa hasret.
Bir bayram arefesindeyiz. Geniş yoksul halk kitleleri için bayramlar anlamını büyük ölçüde yitirdi. Anneler, babalar, dedeler, nineler kaygılı ve üzgün. Ağırlaşan ekonomik koşullar insanımızı açlık sorunuyla karşı karşıya bıraktı.
Güzel ülkemin güzel insanlarıyla birlikte mumları yaktık. Karanlığın gücünü kırdık. Ancak Tan yeri ağarıyor. Şafağa Hazır olmak lazım.
Durum nedir? İrdeleyelim. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin arifesindeyiz. Öncelikle seçim tarihine dikkat çekelim.
Demokrasi herkesin hayran olduğu ama ne olduğunu bir türlü kavrayamadığı, KAVRAM KARMAŞASI.
Halkın huzurunu, mutluluğunu, güvenli bir ortamda yaşama olanağını sağlamak iktidarların, yani hükümetlerin temel görevidir.
Kamuoyunda 5’li Çete namıyla bilinen iktidardan imtiyazlı ihale gruplarının aşırı kar hırsı ve doymazlığının sonucu İLİÇ ÇEVRE ve Maden felaketi.
Gaziantep ilimizin de içinde bulunduğu bölgede yaşanan 6 Şubat Deprem Felaketinin üzerinden bir yıl geçti.
Bilindiği üzere 31 Mart yerel seçimleri süreci içindeyiz. Emekçi Halk yığınlarının yoksullaştırıldığı bir dönemde ekonomik özgürlüğünü büyük ölçüde yitiren seçmenler oylarını yoksulluğun ve açlığın baskısı altında inleyerek kullanmak mecburiyetinde bırakıldı.
2003 yılı Ocak ayında asgari ücret 224 TL iken, en düşük işçi emeklisi maaşı 336 TL idi. 2003 Ocak ayı AKP iktidarıyla ilk tanıştığımız yıl, işçi emeklisi bu maaşıyla, 336 lirayla 11 çeyrek altın alabiliyodu. Bu rakam TÜİK verilerine dayanmaktadır. AKP iktidarları emeklinin cebinden çaldığını versin, üstü kendisinde kalsın.
Öncelikle Irak’ın kuzeyinde terörist saldırı sonucu 9 Vatan evladını daha şehit verdik. Büyük Türk Milletimize başsağlığı dilerim. Bilinmelidir ki 50 yıldan beri yürütülen terörist saldırıların odağında başlıca destekçisi ABD, NATO ve batı emperyalizmidir.
Bu yazımda sizlerle bir rüyayı, yani gece uyurken istem dışı bir beyincik faaliyetini paylaşarak giriş yapacağım. Tabi hoş görünüze sığınarak.
Son bir haftada bölücü terör saldırılarında 12 Mehmetçiğimizi, vatan evladını şehit verdik. Türk milleti olarak üzgünüz. Hükümet yetkilileri terörle mücadelede kararlı olduklarını dile getiriyor. Muhalefetin sözünü etmiyorum. Zira son İçişleri Komisyonunda NATO’nun genişlemesiyle ilgili toplantıda Cumhur İttifakını oluşturan AKP ve MHP ile aynı kararda birleştiler
Merhaba sevgili okuyucularım. Uzun bir aradan sonra yeniden birlikteyiz. Yerelden genele halkımızın ve ülkemizin gündemi üzerine değinmelerde bulunacağız. Bunu yaparken elbette sizlerin eleştiri ve önerilerinden yararlanmayı umuyorum.