Merhaba sevgili okuyucularım. Uzun bir aradan sonra yeniden birlikteyiz. Yerelden genele halkımızın ve ülkemizin gündemi üzerine değinmelerde bulunacağız. Bunu yaparken elbette sizlerin eleştiri ve önerilerinden yararlanmayı umuyorum.

Merhaba sevgili okuyucularım.

Uzun bir aradan sonra yeniden birlikteyiz. Yerelden genele halkımızın ve ülkemizin gündemi üzerine değinmelerde bulunacağız. Bunu yaparken elbette sizlerin eleştiri ve önerilerinden yararlanmayı umuyorum.

Asgari ücret tartışmaları gündemdeki yerini koruyor. Asgari ücret işe yeni başlayan acemi işçiler için olsa da ne acıdır ki sermaye yanlısı iktidarlar sayesinde ülkemizde uygulanan temel ücret haline gelmiştir. Bu kabul edilemez. Ancak ülkemizde kurulu kapitalist sistem içinde sözüm ona işçi sendikaları bu konuda sessiz. Bu nedenle ciddiye alınacak bir tepkileri yok.

Oysa asgari ücret doğrudan iktidarın sorumluluğundadır. Bunun başta işçi sınıfı ve sendikalar tarafından bilinmesi kavranması gerekir. Ne yazık ki bu konuda iktidarı zorlayacak ciddiye alınacak bir eylem veya söylem hala ortalıkta yok.

Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanlığı sisteminde Cumhurbaşkanının sözü ve kararı her türlü tartışmaya kapalıdır. TBMM devre dışı bırakılmış durumdadır. Asgari ücreti bugünkü hal ve koşullarda komisyona havale etmek milletin aklıyla alay etmektir. Oysa gerçekten milletini, işçisini, çiftçisini düşünen, gözeten, umursayan bir iktidar, hükümet, kabine,  cumhurbaşkanı varsa  bu sorunu bir daha gündeme gelmemek üzere kesin olarak çözebilir. Hem de bir cümlelik düzenlemeyle.

ÖNERİ: “Ülkemizde uygulanan asgari ücret en yüksek ücretin 4/1’inde az olamaz. Bu oran şartlar ne olursa olsun değiştirilemez.”  Adına kanun, kararname, yönetmelik ne derseniz deyin. Bu halihazırda görev başında olan AKP iktidarının ve Cumhurbaşkanının  sorumlu olduğu bir görevdir.  Başta TÜRK İŞ, DİSK olmak üzere bütün işçi emekli ve çalışanlarımız bu gerçek zemin üzerine iş, eylem ve politika üretmek, uygulamak zorundadır.

Zavallı emeklilerimize gelince üzülüyorum. Hiçbir canlı elindeki ekmeğin çalınmasına izin vermez. Tepki gösterir. Oysa bizim emeklilerimiz zavallı. 2003 yılı ocak ayında TÜİK rakamlarına göre en düşük işçi emeklisi aylığı 336  tl. ve asgari ücret224 tl. olduğu halde şimdiki duruma sessiz kalabilmiştir. Üstelik 7-8 emekli derneğinde sözde örgülü oldukları halde.  2003 yılı Ocak ayında en düşük işçi emekli aylığı ile 10 adet çeyrek altın alınabiliyordu. Bu gün işbaşında olan AKP iktidarları emekliden çaldığını versin yeter.

Şimdilik bu kadar.

Görüş ve eleştirileriniz için  gurselguze27@gmail.com

22.12.2023