Gürsel GÜZEL - ÖZLÜYORUM
Yazar
Ömrü inşaatlarda çalışmakla geçmişti. Daha 13 yaşında sucu (sıhhi tesisatçı) çırağı olarak köyünden, ailesinden koparılarak çırak olarak bir ustanın yanına yerleştirilmişti. Şehir dışında çeşitli il ve ilçelerde inşaatlarda yatıp kalkarak mesleği kavramaya çalışıyordu.
Ömrü inşaatlarda çalışmakla geçmişti. Daha 13 yaşında sucu (sıhhi tesisatçı) çırağı olarak köyünden, ailesinden koparılarak çırak olarak bir ustanın yanına yerleştirilmişti. Şehir dışında çeşitli il ve ilçelerde inşaatlarda yatıp kalkarak mesleği kavramaya çalışıyordu. Eline tutuşturulan çekiç, keski ile kanal kazıyor. Murçla beton deliyor, mengenenin başına geçip borulara diş açıyor kendisine tarif edilen işleri kısa sürede kavrayarak mesleği kavrıyordu. Böylece kızın ayazları, yazın sıcakları iliğine işliyor halk deyimiyle pişiyordu. İki, üç haftada bir haftalığını aldığı gibi köyüne dönüyor ailesinin ihtiyaçlarını gideriyor. Babasının üçüncü sigarasını, kardeşlerinin okul gereçlerini tamamlıyor yine inşaatlara çalışmaya dönüyordu.
Bayramlarda yine kardeşlerinin kıyafet eksiğini tamamlamaya çalışırken kendini her zaman olduğu gibi sonraya bırakıyordu. Kendine sadece not defteri kalem ve okumak için kitap alıyordu. İlk haftalığı 100 liraydı. İki üç hafta biriken parasıyla sebze haline uğruyor ailesi için gerekli sebze ve meyveleri kasasıyla alıyor, etini ekmeğini tamamlıyor bir Hacı Murat taksi kiralayarak köyün yolunu tutuyordu. Okuduğu gazete ve dergileri, kitapları babasına götürüyordu.
Bu çocuk inşaatlarda büyüdü. Çocukluğu, gençliği hep inşaatlarda geçti. İyi bir transistörlü radyosu vardı. Kısa dalga yayınlardan dünya radyolarını izler olup bitenleri yakından takip eder olan biten olayların akışı hakkında kendince yorumlar yapardı. Denemeler yazmaya şiirler karalamaya başlamıştı. Bu hengameler içinde büyük işçi grevleri, öğrenci eylemleri mitingler, yürüyüşler biri bini izliyordu. Sınıf bilincini bu sürgitler içinde kavradı. Yurttaş olma bilincini köyündeki ilkokulda öğrenmişti. Bu sürede kendi safını belirlemiş Devrimci, Cumhuriyetçi, Atatürkçü bir kişilik kazanmıştı.
Yaşamı yoksulluk içinde yaşam savaşıyla geçen bu adam 12 Eylül Amerikancı faşist askeri darbesini kardeşleriyle birlikte tek odalı bekar evinde karşılamış Eylül ateşiyle yanmıştı. Bütün bu süreler içinde kişiliğinden bir şey kaybetmemiş ailesine, ülkesine, halkına karşı sorumluluklarını sekteye uğratmamıştı. Çocukları ve torunları olduğunda sistemin kendisine yüklediği yükün ağırlığı belini bükmeye başlamıştı. Çünkü 2003 Ocak ayında en düşük işçi emeklisi maaşı 332 lirayken ülkede uygulanan asgari ücret 222 liraydı. Bu para ortalama ihtiyaçları asgari oranda karşılıyordu. Sonrasında siyasi iktidar uyguladığı ekonomik politikalarla asgari ücreti temel yaygın işçi ücreti haline getirdiği gibi emekli maaşlarını da her defasında kısa kırpa asgari ücretin 3/2’sine geriletti. Böylece bir emekli torunun elinden tutamaz hale geldi. Emekliler çocuklarının eline bakar oldu. Oysa emekliler ailenin sigortasıydı. Sıkıntıya düşen çocuklar, torunlar emekli babanın, dedenin yanına koşardı.
Siyasi iktidar geçen 2024 yılını emekli yılı ilan ederek emeklilerin belini kırk yerden kırdı. Emekliler dilenemez dilenci durumuna düşürüldü. Bu yılı aile yılı ilan eden siyasi iktidar toplumun en temel çekirdeği ve direği olan aile bütünlüğünü hedef tahtasına koymuş durumda. Şimdi aile bağları çözülüyor. Bütün yaşamı inşaatlarda çalışarak, üreterek, ülkeye zenginlik katarak geçen adam şimdi torunlarının elinden tutup bir parka gezintiye çıkamaz halde. Ülkeyi bu hale getirenler yeni ve büyük varsıllar yarattı. Ülkenin yer altı ve yer üstü bütün varlıklarını sattı. Bu böyle devam edemez, etmemeli. 15-16 Haziran'ı, Cumhuriyet mitinglerini, Haziran eylemlerini yaşayan bu halk bir çözüm yolu mutlaka bulacaktır. Umarım daha geç kalınmaz.
Gürsel GÜZEL | 06.10.2025 - gurselguzel27@gmail.com