Abdullah DAMAR

Abdullah DAMAR

İşte Abdullah DAMARın kaleminden kendi güncel biyografisi 

Paris'te Açılan Osmanlı Mektebi; Mekteb-i Osmani

Eğitim tarihimizde yaşanmış olan olguların, değişim çabalarının, gerçekleşmiş ve gerçekleşmemiş olan kurumlaşmaların bilinmesi ve bunların değerlendirilmesi, bugün ve gelecekte eğitim sistemimizi etkileyen en önemli unsurlardan biridir.

Bu anlamda Osmanlı Devleti’nin yurt dışında açtığı ilk ve tek okul olan Mekteb-i Osmani’nin serüveninden haberdar olmak önemlidir.

23 Ekim 1857 tarihinde hazırlanan nizâmnâme ile işleyiş tarzı ve genel kuralları belirlenen Mekteb-i Osmani’de, Fransa'ya gönderilen Türk öğrenciler için tahsil müddeti üç sene olarak belirlenmiş, Mekteb'de ilk sene Fransızca ve diğer iki senede tarih, coğrafya ve fen bilimlerinin tahsil ettirileceğine karar verilmiştir. 

Okulun serüveni ise şöyledir;

6 Kasım 1857’de yapılan bir törenle eğitime başlayan okulun müdürlüğüne getirilen Binbaşı Ali Nizami Bey 1863’e kadar bu görevi sürdürmüş, ardından müdürlüğe Ahmed Esad Efendi tayin edilmiştir. Mekteb-i Osmani, Osmanlı öğrencilerinin lise düzeyindeki okullara gidebilecek düzeye getirilmesi amacıyla oluşturulan bir hazırlık okuluydu.

Türkçe ve din derslerini vermek üzere okulda görevlendirilen Hoca Tahsin Efendi ile Selim Sabit Efendi, Türk eğitim tarihinde iz bırakmış eğitimciler oldu. Birçok Fransız öğretmenin de görev yaptığı okulda eğitim süresi üç yıldı. Öğrenciler hazırlık sınıfı sayılabilecek olan birinci yılda Fransızca ağırlıklı olmak üzere tarih, coğrafya, teknik ve aritmetiğin temel kavramlarını öğrenmekte, ikinci ve üçüncü sınıflarda ise askerî ve sivil iki şubeye ayrılıp bu şubelerde tarih, coğrafya, Fransızca, edebiyat, fizik, kimya, matematik ve resim dersleri okumaktaydı. Dâhilî ve harici olmak üzere iki kısma ayrılan öğrencilerden dâhilî olanlar okulda yatılı öğrenim gören öğrencilerdi. Yatılı olup başka bir Fransız okuluna gidenler, dışarıda kalıp yine başka bir okulda öğrenim görenler ve diğer bir okulda yatılı olarak okuyan Osmanlı öğrencileri harici öğrenci statüsündeydi. Ders öğretmenleriyle komisyon üyeleri, her yılın sonunda öğrencilerin dersleriyle alâkalı raporlar hazırlamaktaydı. Bu raporların sonucunda bazı öğrenciler geri gönderildiği gibi çoğu öğrencinin Fransızcayı öğrenmede güçlük çektiği ve okulda genel bir başarısızlığın söz konusu olduğu ortaya çıktı. Buna rağmen mektepte öğrenim gören birçok öğrencinin aldığı eğitimin ardından Fransız okullarına kabul edildiği görülmektedir.

Okul müdürü Ahmed Esad Bey’in 14 Mayıs 1864 tarihinde hazırladığı, okulun durumu ve öğrenci sayısının artmasıyla baş gösteren sorunların açıklandığı lâyiha Dâr-ı Şûrâ-yı Askerî’de ele alındı. Burada İstanbul’daki eğitim kurumlarında da aynı kalitede öğrenci yetiştirildiğine, dolayısıyla bu okula gerek kalmadığına dair bir kanaat oluştu. Ayrıca askerî okullarla Tıp ve Mülkiye mekteplerinden mezun olanların bilgi ve görgülerini arttırmaları için bir süreliğine Avrupa’ya gönderilmelerinin daha yararlı olacağı sonucuna varıldı. Bu görüşlerin padişah tarafından onaylanmasının ardından okulun kapatılması üzerine mevcut öğrenciler Paris’teki liselere dağıtıldı. Bu arada Fransa ve Belçika’da eğitim gören öğrencilerin sorunları ve denetimleriyle ilgilenmek üzere Talebe-i Osmâniyye Müdürlüğü kuruldu. Mekteb-i Osmani’de yetmişi Müslüman, dokuzu Ermeni, on biri Rum, dördü Bulgar olmak üzere toplam doksan dört öğrenci eğitim gördü. Paris’te ilk Türkçe coğrafya atlasını bastıran Hâfız Ali Şeref ve Türk resminin önemli simalarından Şeker Ahmed Paşa bu mektepte okudu. Bazı öğrenciler disiplinsizlikleri yüzünden okuldan uzaklaştırılıp geri gönderildi. Devlete pahalıya mal olan Mekteb-i Osmani beklenen sonucu vermediyse de Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi’nin kurulmasına zemin hazırladı.

Kaynaklar

İslam Ansiklopedisi

Muzaffer ALBAYRAK Kevser ŞEKER (2014)  OSMANLI EĞİTİMİNDE MODERNLEŞME