Mehmet YILDIRIM

Mehmet YILDIRIM

Mehmet Yıldırım, 2 Eylül 1980 tarihinde Gaziantep'in Yavuzeli ilçesine bağlı Sarılar köyünde doğdu. İlk ve orta öğrenimini GAP Görme Engelliler ve Sanat Ortaokulu'nda tamamladıktan sonra, lise eğitimini Şehit Şahin Lisesi'nde sürdürdü.

 

1999 yılında Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazandı ve 2003 yılında buradan mezun oldu. Eğitimine devam eden Yıldırım, 2004 yılında Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde pedagojik formasyon eğitimi alarak yüksek lisansını tamamladı.

 

Meslek hayatına öğretmen olarak adım atan Mehmet Yıldırım, 2010 yılından itibaren mezun olduğu Şehit Şahin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Eğitim alanındaki çalışmalarının yanı sıra, sivil toplum faaliyetlerinde de aktif bir rol üstlenmiştir. 2023 yılından itibaren Körleri Eğitim ve Kalkındırma Derneği Gaziantep Şubesi Başkanı olarak görev yapmakta olup, görme engellilerin eğitimi ve toplumsal katılımı konusunda önemli çalışmalara imza atmaktadır.

 

Eğitimci kimliği ve sivil toplum alanındaki çalışmalarıyla dikkat çeken Mehmet Yıldırım, hayatını eğitim ve toplumsal gelişime adamış bir isimdir.

Cumhuriyetin Işığında Engel Tanımayan Bir Millet

Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil; insan onurunu, eşitliği ve toplumsal adaleti temel alan bir yaşam felsefesidir.

 

Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil; insan onurunu, eşitliği ve toplumsal adaleti temel alan bir yaşam felsefesidir. Bu felsefe, toplumun her bireyini kucaklayarak, kimseyi geride bırakmayan bir anlayışla yoğrulmuştur. Cumhuriyet’in en büyük kazanımlarından biri, bireyin değerini engeline, cinsiyetine ya da sosyal durumuna göre değil; insan olmasından aldığı hakla tanımasıdır.

 

Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyeti kurarken insan merkezli bir toplum hedeflemiş, herkesin eşit haklara sahip olduğu bir düzenin temellerini atmıştır. O, milletin gerçek gücünün, bireylerin farklılıklarından doğan zenginlikte yattığını bilmiş; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyerek bu anlayışı gelecek kuşaklara miras bırakmıştır. Engelli bireyler de bu payidar milletin ayrılmaz bir parçası olmuş, Cumhuriyet’in sağladığı fırsatlarla hayatın her alanında varlık göstermeye başlamıştır.

 

Cumhuriyet rejimi, eğitimde, istihdamda ve toplumsal yaşamda engelli bireylere kapılar açmış; onları toplumsal hayatın merkezine taşımıştır. Eğitim hakkı, herkes gibi engelli yurttaşların da en temel hakkı olarak kabul edilmiş; Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren engellilerin eğitime katılabilmesi için özel okullar, rehabilitasyon merkezleri ve destek programları oluşturulmuştur. Bu sayede engelli bireyler yalnızca yardım alan kişiler olmaktan çıkıp, üreten, düşünen ve yön veren bireyler hâline gelmişlerdir.

 

Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü, engelli bireyler için de yol gösterici olmuş, bilim ve eğitim aracılığıyla onların potansiyelini ortaya koyabilecekleri alanlar yaratılmıştır. Cumhuriyet’in bu eşitlikçi ruhu, her bireyin kendi kaderini yazabileceği bir toplumun inşasını mümkün kılmıştır. Bugün Türkiye’de engelli bireylerin kamu kurumlarında, sanat alanlarında, sporda ve teknolojide gösterdiği başarılar, Atatürk’ün vizyonunun ve Cumhuriyet’in sosyal adalet anlayışının en somut göstergesidir.

 

Cumhuriyet, engelleri ortadan kaldıran bir bilinçtir. O bilinç, toplumu “engelli” ve “sağlam” diye ayırmadan; her bireyin sahip olduğu potansiyeli topluma kazandırma iradesidir. Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyet, insanın varlığını ve emeğini kutsal saymış; “muasır medeniyetler seviyesine çıkmak” hedefini her bireyin katılımıyla gerçekleştirmeyi amaçlamıştır.

 

Bugün bizlere düşen görev, bu kazanımları korumak, engelli bireylerin yaşam kalitesini artırmak ve Cumhuriyet’in eşitlik ilkesini her alanda yaşatmaktır. Çünkü Cumhuriyet, yalnızca bir dönemin değil; insanlığın vicdanında yankılanan bir değerler bütünüdür. Ve o değerler, engel tanımadan ilerleyen bir milletin kalbinde daima yaşayacaktır.


Mehmet YILDIRIM | 27.10.2025