21/04/2025 Bu Yazı 176 Defa Görüntülendi.
Engelli bireylerin toplumsal hayata tam ve eşit katılımını sağlamak, yalnızca bir vicdan meselesi değil, aynı zamanda temel bir insan hakkıdır.
Engelli bireylerin toplumsal hayata tam ve eşit katılımını sağlamak, yalnızca bir vicdan meselesi değil, aynı zamanda temel bir insan hakkıdır. Bu alanda çalışan sivil toplum örgütleri (STÖ’ler), engelli bireylerin sesi, vicdanı ve değişim talebinin taşıyıcısıdır. Ancak, hak temelli çalışan STÖ’lerin etkin ve kalıcı bir başarıya ulaşabilmesi için bazı temel stratejilere ihtiyaç vardır.
1. Hak temelli yaklaşımı içselleştirmek
STÖ’ler yardım ya da hayır temelli değil, insan haklarına dayalı bir bakış açısıyla hareket etmelidir. Bu yaklaşım, engelli bireylerin edilgen değil, hak sahibi bireyler olarak görülmesini sağlar. Bu nedenle örgütlerin her düzeyde, hak temelli bakış açısını teorik olarak benimsemeleri ve pratikte hayata geçirmeleri gerekir.
2. Kapasite gelişimi ve eğitim
Hak savunuculuğu, bilgiyle ve donanımla yapılabilir. STÖ’lerin insan hakları hukuku, ayrımcılık türleri, mevzuat bilgisi gibi konularda sürekli eğitimlerle kendilerini geliştirmeleri şart. Aynı zamanda gönüllülerini ve üyelerini de bu konularda güçlendirmek, savunuculuk kapasitesini artıracaktır.
3. Katılımcı ve temsiliyetçi yapılar kurmak
Engelli bireylerin, kendi sorunlarını doğrudan ifade edebilecekleri, karar alma süreçlerine etkin katılabilecekleri mekanizmalar yaratılmalıdır. STÖ’ler, engellileri sadece destekleyici konumda değil, yön verici ve temsil edici pozisyonda konumlandırmalıdır.
4. İşbirlikleri ve ağlar kurmak
Tek başına hareket eden STÖ’lerin sesi çoğu zaman cılız kalabilir. Ortak platformlar, ağlar ve koalisyonlar aracılığıyla güç birliği yapılmalı; farklı engel gruplarını, kadınları, çocukları ve yaşlıları kapsayacak şekilde geniş katılımlı çalışmalar yürütülmelidir.
5. Karar alıcılarla güçlü iletişim kurmak
Mevcut yasa ve politikaları etkileyebilmek, ancak karar verici mekanizmalarla sağlıklı bir diyalog kurmakla mümkündür. Bu noktada STÖ’lerin, kamu kurumlarıyla yapıcı ama ısrarcı bir ilişki geliştirerek politika yapım süreçlerinde yer alması gerekir.
6. Medyayı ve dijital alanı etkili kullanmak
Toplumda farkındalık yaratmak ve algı dönüşümünü sağlamak için medya, önemli bir araçtır. STÖ’ler, sosyal medya başta olmak üzere dijital platformları stratejik şekilde kullanarak hem görünürlüklerini artırabilir hem de kamuoyu baskısı oluşturabilir.
7. Finansal sürdürülebilirliği sağlamak
Bağımsız ve etkili bir STÖ için maddi kaynakların çeşitlendirilmesi elzemdir. Ulusal ve uluslararası fonlara erişim sağlamak, bağış ağları kurmak ve sosyal girişimcilik gibi modellerle sürdürülebilirlik güçlendirilmelidir.
Sonuç olarak
Hak temelli çalışan engelli STÖ’leri, engelli bireylerin hayatında dönüşüm yaratmak için vazgeçilmez bir roldedir. Ancak bu rol, doğru stratejilerle ve bütüncül bir yaklaşımla anlam kazanır. Gerçek değişim, yalnızca görünürlüğü artırmakla değil, politikaları dönüştürmekle mümkündür. Bu da ancak örgütlü, bilinçli ve kararlı bir mücadeleyle sağlanabilir.
Engelsiz bir toplum için yol uzun, ama birlikte yürüdüğümüzde daha güçlü ve etkili olacağımız kesin.
Mehmet YILDIRIM | 21.04.2025