Dicle ATILMIŞ

Dicle ATILMIŞ

Dicle Atılmış

VE YALNIZLIK

Geçtiğimiz haftalarda meydana gelen felaket büyüklüğünde trafik kazaları, ara ara haberini aldığımız depremler, seller, bitmeyen kavgalar çatışmalar... Bu felaketlerden etkilenen hayatlar, aileler…

Dün, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ydü. Verdiğimiz mesajlar hepimizin istediği, düşlediği gibiydi. Eşitlik, özgürlük, adalet... Irk, dil, din, cinsiyet, fiziksel özellik, mevki, makam demeden akıl ile vicdan köprüsünde kendin için arzu ettiğin neyse insanlık için de dilemekti. İnsanı, doğayı, hayvanı sevmekti.

 

 Yine dün Mahzuni Şerif eseri isteyen bir dinleyicim “Yeterince çok acı çekmediyseniz Mahzuni’yi anlayamazsınız” dedi. İnanın bu güzel dünya umudu ile acı kelimesi arasında öyle derin kavram karmaşaları yaşadım ki, belki her dakika hepimizin yaşadığı gelgitlerdi, bilemiyorum. Bildiğim şey, bu duygular bizi birer sınırda kişilik bozukluğu olma hastalığına getirdi. Bundan mıdır bilinmez sosyal medyada sözüm ona medyatik veya paralı gibi görünmeye çalışan soytarı kimliklere büründük. İçerik sahibi trajik komedisine, izleyicisi manasız gülmelere bağımlı oldu. Bu düşüncelere kapılınca Bana Bir Şeyhler Oluyor’un yalnızlık tiradında geçen şiirin sözleri geliyor aklıma;

 

 

Ya ben hep duvara konuştum

ya da duvar değil konuştuğum.

İçinde insanlar var.

Nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar.

Bilmiyorum.

Belki de ben gerçekten delirdim.

Onlar haklılar belki de

içinde değil duvarların insanlar.

Sadece arasındalar."

 

Bilgi kendi meditasyonunu yapabilme yolunu açıyor. Işık oluyor. ‘’Çok bilme aklını kaçırırsın.’’ laflarını eden büyüklerime bu nasihatı dinleyen çok olduğu için bugün bu haldeyiz demek istiyorum. Zorlayın kendinizi, zorlanın. Birlik içinde ter akıtarak daha eğitimli, daha eşit, daha uygar olmalıyız. 100 yıl öncenin istikrar ve kararlılığıyla Zafer bizimdir diyebilmek için, bu yozlaşmış sisteme, bu çitler çeken ben merkezli rejimlere, bu dünyanın tamamının varlığına sahip olan 8-10 kişilik multi milyarder para babalarına…

 

 Kızıyorum evet yıllardır mücadele ederek, çok çalışıp gereken değeri görmediğimiz her gün kafese konmuş farelerin koşu toplarında bir yere gidemeden koşturulmasına kızıyorum, yine de çalışıyorum. Bu makus talihe küsüp inzivaya çekilenlere kızıyorum. Öğrendiklerini saklayan, bildiklerini söylemeyenlere kızıyorum. Yapmak için yapanlara kızıyorum. Bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılara kızıyorum.

 

İnsan olduğumuzu hatırlatan Bana Bir Şeyhler Oluyor’un yalnızlık tiradında geçen şiirin sözlerinden bir söz daha;

Yaşamak dedi. Tek marifetiniz, biraz özen gösteriniz. Zulüm kimse zalimlik yapmayınca biter, mazlumlar dahil dedi.