Dicle ATILMIŞ

Dicle ATILMIŞ

Dicle Atılmış

Kapatalım Gidelim

Öğrencilerin harç ücretleri arttı. Benzin arttı, araç fiyatları arttı. Ulaşıma bağlı tüm giderler arttı.

Öğrencilerin harç ücretleri arttı.

 

Benzin arttı, araç fiyatları arttı.

Ulaşıma bağlı tüm giderler arttı.

Dolar, Euro ,Altın arttı.

Esnafın giderleri, işçi maaşları, kira fiyatları, kdv oranları arttı

Sıcaklar arttı, kaygılar arttı..!

Seçim sonrası seyyanen konuştuğumuz tüm olasılıkları yaşıyoruz. Belki sakinliğimiz bu konuları konuşarak kendimizi hazırlamış olmamızdandı, bilemiyorum. Ancak oldukça dayanıklı olduğumuzu söylemeliyim. Belki bir sitemde bulunmanın etkisinin olamayacağı kanısındayızdır, bu da olabilir. Ancak "Ağlamayan çocuğa meme yok" tabirini unutmamalıyız. Kendi adıma bu yakıcı geçim probleminde en çok kaygılandığım kesim öğrenciler. Hiç durmadan eğitimin önemini vurgulasak ta, niteliği azalan eğitimin şimdi niceliği de azalıyor. Geçinemeyen öğrencilerin başvurduğu yollarda başlarına gelebilecek sıkıntıları tahmin ettikçe moral bozukluğu yaşıyorum. Çünkü genç ‘okula gidiyorum’ gerekçesi altında çalışır, parayı bulur ancak ülkenin yarattığı güven eksikliği ile yaşadığı duygusal boşluk nedeniyle, kaygı nedeniyle pek çok kötü alışkanlıklara meyil edebilir. Genç nüfusumuz için kaygılanan velilerimizin kız okulu açılsın başlığı milli eğitim bakanlığımızın konusu oluyor. Öğrencinin geçimi ve kendini güvende hissedip hissetmemesi konu edilmiyor. İnanın çok üzücü. Ayrıca okullarda PDR eğitimi alan danışmanlar atama beklerken çok sayıda manevi danışman ataması yapılması da yine bunalan öğrenciyi inanç üzerinden sakinleştirmeye çalışmak da cabası. Bizim öğrencilerimize gerçekçi ve yakıcı olan hayatla mücadele etmeyi psikoloji biliminin tespitleriyle çözümlemelerini sağlatmamız gerekiyor. Maneviyat bilinci eğitimin içinde ve okullarda inancın iradesine bırakılmamalı. Okul disiplindir, bilimdir. Eğer bu konulara kayıtsız kalırsak geri bir toplum olarak kalacağız. Bu sebeple uluslararası birleşmelere teşebbüs etmemizin de bir anlamı yok. Zira bu teşebbüsler ancak patron ülkelerin işçileri ve ezilenleri olarak anlaşmalar yapmamız anlamına gelir.

 

Yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek

beterin beteri var diyenlere inanmıyorum

hep böyle havalar besler fırtınaları

korkarım bu mavi ışık çabuk sönecek

duymazdım durgun suların bezgin türkülerini

alışmak ölümün bir başka adıymış bilmezdim

bir yangınsonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı

bir rüzgâr kulaklarımdan hiç eksilmiyor

esirgenmiş bir dünyada müthiş yalnızım

geri dönsen bile ben artık o ben olmayacağım

yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek

  

ben mısralarımı kerpiç gecelerinden çekmişim

beş numara lâmba kaderi var mısralarımda benim

yitirmişim yıldız ışığında dost çizgileri

deli çizgi gözlerimi kör etmiş kör etmiş kör etmiş

göçmüş kıtalar üstünde kuşlar dönüyor garipsi

çığlıkçığlığa kuşlar dönüyor evcil ve tedirgin

gökmavisi bir türkü dolanmış yüreciğime

selsele yolculuklar tütüyor gözlerimde

- neyleyim insan demişim

kitap yüzlü insanlar demişim gidemiyorum

kaderim kaderleri demişim allı'nın kızı

sen olmasan ben böyle uysal değildim

böyle uysal ve kırılmış değildi şiirlerim

bir yangınsonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı

yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek

 

 yılandere ölüler yatağı helâlim ölüler

 

katran mazot bidonları paslı putreller

kargalar üşüşmüş ahmedo'mun ellerine kargalar

ahmedo'mun düşlerine yılan çiyan doluşmuş

garipler mezarlığı doymamışlar dünyası

yıkılası karakuşak kurudere sırtları

ahmedo'm bir yaz bulutu bir varmış bir yokmuş.

fenerler titreşiyor

bıçaklanmış türkülerin gözbebeklerinde

vinçler beni balçık gibi akşamlara bindiriyorlar

sen olmasan şu sabahlar olmasa

şu benim büyük büyük susamışlığım

bu mızmız takvimi bir solukta susturacağım

yılandere ölüler yatağı helâlim ölüler

 

rüzgâr gibi bir ağustos geçti ellerimizden

 

meyvalar bizi balrengi günahlara çağırıyorlar

biryanda yaşanmamış günlerin hırsı

biryanda boşa geçen gecelerin acısı

malûm o dramın en güzel perdesindeydik

ağustos şarap olmuş, kanımıza akmıştı

göçmüş kıtalar üstünde kuşlar gibiydik

duracak vaktimiz yoktu bitmiştik

her gören didik didik bizi denetliyordu

biz kendi derdimize düşmüştük

  

orda da akşamlar olacak güzelim

kanlı mendil gibi ağustos akşamları

şu benim çektiklerimi görmiyeceksin

belki yanında başkaları olacak

belki düşlerine bile girmiyeceğim

gün oldu acıların şiirini yaşadım

gün oldu zehir gibi yokluğunu yaşadım

bana sen ne diye duyurdun yalnızlığımı

ne diye gurbet gibi mısralarıma sindin

dokunsan parmaklarıma tutuşacağım

  

yine ağustos gelse elele versek

sen anandan kaçsan ben yalnızlığımdan

yeni yoldan sazanlı çaydan geçsek

güneşin bahçeleri emzirdiği saatta

susamışlar aşkına, kandım diyesi

uzun uzun öpüşsek

yine ağustos gelse kovulsak cennetimize

şantiye hiç durmadan ötse bağırsa

lâzoğlu büyükharflerle sövse işçilerine

damlarda kaysı yarsalar rumeli göçmenleri

dillerini sevdiğim kıvırcık dillerini,

ıssız bahçelerden geçsek unutulmuş sokaklardan

çocuklar mayi mavi gülüşüp kaçışsalar

bir masal dinler gibi sessizliği dinlesek

kendimizi dinlesek köklerin çığlığını

seni kollarıma alsam, yine yumsan gözlerini

yine kapışılsa yavrum, batan şehrin hazineleri

biz yine kendi derdimize düşsek

  

yere batan şehrin tek yalnızıyım

yüzyılın ağrısını anlıyarak çekiyorum

ekmeğime barut sinmiş bulanık özgürlükler

tepmişim rahatımı boynubükük mutluluğumu

yaşıyorsam erkekçe yaşıyorum

istemem sarmasın yumuşak duygular susuzluğumu

geceler bıçak bıçak böğrümde yatsın uyusun

kaderim kaderleri demişim allı'nın kızı

ellerimi kemirmekten memnunum

düşün ki coğrafyanın en güzel yerindeyiz

en güzel günlerinde gençliğimizin

ölümden ötesini aklım almıyor

beterin beteri var diyenlere inanmıyorum

istesek cenneti kurtarabiliriz

ben bir ışık için tepmişim rahatımı

bu güleç yüzlülerin bu acı türkülerini

bu yoksul yerleri anlıyarak seviyorum

delice anlıyarak allı'nın kızı.

  

Hasan Hüseyin Korkmazgil

 

Dicle ATILMIŞ | 20.07.2023