Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) "Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması"na göre, Gaziantep yüzde 10,4 yoksulluk oranıyla Türkiye’nin en az yoksul illeri arasında yer aldı.
Aynı araştırmada Adıyaman ve Kilis de düşük yoksulluk oranlarıyla dikkat çeken şehirler arasında yer aldı. Ancak açıklanan veriler, özellikle muhalefet kanadında büyük tepki topladı. CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, TÜİK'in güvenilirliğinin sorgulanması gerektiğini savunarak, açıklanan oranların sahadaki gerçek tabloyu yansıtmadığını ifade etti. Öztürkmen, “Gaziantep sanayi, tarım ve hayvancılık alanlarında güçlü bir kent olmasına rağmen, son yıllarda artan göç, kontrolsüz sığınmacı politikaları, tarımsal üretimin kuraklık ve don nedeniyle darbe alması yoksulluğu derinleştirdi,” dedi.
Öztürkmen ayrıca, sanayi kesiminin de ciddi sıkıntılar yaşadığını belirtti. “Yüksek faiz politikasıyla sanayi üretimi zorlaşırken, Gaziantep gibi ihracat odaklı bir şehir 2024 yılında Türkiye'nin en çok ihracat yapan ilk beş ili arasından çıkarak 9. sıraya geriledi. Organize sanayi bölgelerinde düşük ücretlerle çalışan işçilerin talepleri karşılıksız kaldı, grevler yaşandı. Bu tablo, ekonomik krizin boyutunu ortaya koyuyor” değerlendirmesinde bulundu.
CHP Milletvekili Melih Meriç ise, TÜİK verileri ile halkın yaşadığı gerçeklik arasında büyük bir uçurum olduğunu savundu. Meriç, “TÜİK'e göre yoksulluk yok ama vatandaş pazarda domatesi 45 TL’ye, eti 600 TL’ye alıyor. Kiralar 10 bin TL'yi geçmiş durumda ama gelirler buna yetişmiyor. Gençler işsiz, çiftçiler umutsuz, esnaf borç batağında. Tüm bu gerçekler ortadayken, verilerde 'her şey yolunda' mesajı verilmesi kabul edilemez,” diye konuştu.
Meriç, ayrıca şehirde artan yaşam maliyetlerine ve altyapı sorunlarına da dikkat çekti. “Elektrik, su ve doğalgaz faturaları yurttaşı zorlarken, sık sık yaşanan kesintiler de yaşam kalitesini düşürüyor. TÜİK yetkilileri birkaç hafta Gaziantep’te yaşasalar gerçek tabloyu görürlerdi,” dedi.
Muhalefet temsilcileri, TRC1 bölgesine (Gaziantep, Adıyaman, Kilis) dair açıklanan düşük yoksulluk oranlarının, aksine ülkedeki sosyoekonomik eşitsizliğin ve halkın karşı karşıya kaldığı zorlukların üzerinin örtülmeye çalışıldığını savunuyor.