Türk halk müziğinin ve âşıklık geleneğinin en önemli temsilcilerinden biri olan Âşık Mahzuni Şerif, aramızdan ayrılışının yıl dönümünde eserleriyle ve toplumsal duruşuyla anılıyor. Sazıyla yalnızca ezgiler değil, halkın yaşadığı sevinçleri ve acıları da dillendiren Mahzuni, şiirleri ve türküleriyle Türkiye'nin yakın tarihine tanıklık eden güçlü bir ses olarak hafızalarda yer edindi.
Afşin’den Yükselen Bir Halk Sesi
Âşık Mahzuni Şerif, 1939 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı Berçenek Köyü’nde dünyaya geldi. Resmi kayıtlarda doğum yılı 1943 olarak geçse de, ailesinden ve yöreden aktarılan bilgiler 1939 yılını işaret ediyor. Asıl adı Şerif Cırık olan Mahzuni’nin kökeni, Anadolu'nun kadim topluluklarından Ağuçan ocağına dayanıyor. Henüz küçük yaşta dini eğitimle tanışan Mahzuni, daha sonra farklı şehirlerdeki askeri okullarda eğitim gördü. Ancak maddi nedenlerle eğitimini tamamlayamadı.
Sazı Halkın Vicdanı Oldu
Mahzuni Şerif'in sanatı bireysel anlatıların ötesine geçti; o, halkın nabzını tutan bir ozan olarak sosyal adaletsizlikleri ve siyasal baskıları türkülerine taşıdı. 1971 askeri muhtırasının ardından kaleme aldığı “Erim Erim Eriyesin” adlı türküsü, dönemin siyasi atmosferine cesurca karşı duruşunun simgelerinden biri oldu. Mahzuni, bu yönüyle yalnızca bir sanatçı değil, aynı zamanda bir halk sözcüsü olarak da kabul gördü.
Pir Sultan Abdal, Davut Sulari ve Âşık Veysel gibi halk edebiyatının büyük isimlerinden etkilenen Mahzuni, geleneği modernleştirerek kendi çizgisini oluşturdu. Hem mistik hem toplumsal temaları işleyen ozan, sanat anlayışını “halk için sanat” düsturuyla şekillendirdi.
Şiirden Türküye, Halkın Kalbine
Hayatı boyunca 890 şiir kaleme alan Âşık Mahzuni, 450 plak, 50 kaset ve 70 albümle halk müziğine büyük bir arşiv kazandırdı. “Gümüş Yelek” ve “Dolunaya Tül Düştü” gibi kitapları, onun şiirsel yönünü gün yüzüne çıkarırken; toplamda 476 esere imza atması, üretkenliğinin ve halkına duyduğu bağlılığın göstergesi oldu.
Son Yolculuğu Hacı Bektaş’a
Âşık Mahzuni Şerif, 17 Mayıs 2002 tarihinde Almanya'nın Köln kentinde yaşamını yitirdi. Vasiyeti üzerine, Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde bulunan Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi’nin yanında toprağa verildi. Bu tercih, onun inanç dünyası ve yaşam felsefesiyle bütünleşen bir finaldi.
Her daim halktan yana tavır alan ve düşüncelerini sazıyla dillendiren Âşık Mahzuni Şerif, bugün hâlâ türkülerde, meydanlarda ve gönüllerde yaşamaya devam ediyor.