Dernek, engelli bireylerin toplumsal yaşama tam ve eşit katılımının sadece bir insan hakkı değil, aynı zamanda toplumun adalet ve medeniyet seviyesinin de göstergesi olduğunu vurguladı. Ancak günlük hayatta karşılaşılan pek çok engelin bu katılımı ciddi şekilde kısıtladığını ifade etti.

Ulaşımda Bağımsızlık Engelleniyor: Sesli Sistemler Çalışmıyor, Kart Uygulaması Sorunlu
Açıklamada öncelikle ulaşım alanındaki eksikliklere odaklanıldı. Görme engelli bireyler için hayati önem taşıyan belediye otobüslerindeki sesli durak anons sistemlerinin neredeyse hiç çalışmamasının, bağımsız seyahat hakkını engellediği belirtildi. Bu sistemlerin acilen kontrol edilip sürekli işler hale getirilmesi istendi.

Ayrıca, refakatçi ile seyahat eden engelli bireylerin ikinci bir otobüs kartı kullanma zorunluluğunun bürokratik bir sorun yarattığına dikkat çekildi. Dernek, bu uygulamanın revize edilerek, engelli bireyin yanındaki refakatçisi için tek bir kartla ulaşımın sağlanabileceği bir modele geçilmesini talep etti.

Kaldırımlar ve Sarı Çizgiler: Güvenli Değil, Tehlikeli
Fiziksel erişilebilirlik konusunda da ciddi eleştiriler getirildi. Kaldırımların yetersizliğinin yanı sıra, görme engellileri yönlendirmek için yapılan sarı çizgi uygulamalarının standartlara uygun olmadığı ve sıklıkla bireyleri direk, ağaç gibi engellere yönlendirdiği vurgulandı. Bu hataların kazalara yol açtığı belirtilerek, sarı çizgilerin güvenli bir şekilde yeniden düzenlenmesi için acil eylem planı çağrısı yapıldı.

Hukuki Düzenlemelerde Eşitlik Talebi: ÖTV Muafiyeti
Hukuki alanda ise özellikle Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) muafiyeti konusu gündeme getirildi. Son dönemde yapılan 10 yıl şartıyla ilgili kısmi düzenlemenin yetersiz olduğu, bu hakkın daha kapsayıcı ve eşitlikçi bir şekilde düzenlenmesi gerektiği ifade edildi.

"Çözüm Odaklı Hareket Edilsin" Çağrısı
Körleri Eğitim ve Kalkındırma Derneği Gaziantep Şubesi, tüm bu sorunların ivedilikle çözüme kavuşturulması için yetkilileri çözüm odaklı ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeye davet etti. Engelli bireylerin eşit, güvenli ve bağımsız bir yaşam sürmesinin, toplumsal sorumluluğun bir gereği olduğunun altı çizildi.