"İnsan elinin değdiği yer!!!" İnsan ellerini kullanmaya başlayınca gelişti. Elleriyle toprağa, suya, kurda - kuşa dokundu, onları tanıdı ve onları işledi. Onlarla haşır neşir olup, onlarla yaşamaya başladı. Zaten onlardan ileri ama onların bir parçasıydı.
"İnsan elinin değdiği yer!!!"
İnsan ellerini kullanmaya başlayınca gelişti. Elleriyle toprağa, suya, kurda - kuşa dokundu, onları tanıdı ve onları işledi.
Onlarla haşır neşir olup, onlarla yaşamaya başladı. Zaten onlardan ileri ama onların bir parçasıydı.
Gün geçti, devran döndü birileri üretmeden yaşamaya ve çevresini kendi malı görmeye başlayınca büyü bozuldu. Bir zaman sonra köleler ve köle efendileri vardı. İnsanın belki de o en çirkin ve en kaba yanı insanın özgür ve eşit yaşamasına kıymış, insanı doğanın özgür ve eşit bir parçası olmaktan oldukça uzak yerlere savurmuştur.
Önümüzde bir gelişmişlik var elbette, yapay zekaya vs. geldik lakin bütün bunlar için insanlık ne bedeller ödedi ve hala ödemekte ki, Nükleer savaş tehditleri havada uçuşuyor.
Bu Çarpık, çurpuk adaletten uzak sistemler içinde yaşadığımız dünyayı, bu büyük tehlikelerden nasıl uzaklaştırabiliriz yerine nice yanlış ve boş işlerle uğraşıyoruz değil mi? Sanki başka dünyalardan birileri gelip, bizi kurtaracak saflığında olanlarla, acıları ve ölümleri kutsayan ya da 'kaderimizse çekeriz' teslimiyetinde olanlar halinden şikayet etmiyorlar.
İnsan ve doğanın yaşadığı trajedileri yok sayarak yaşamak ne büyük aymazlık..!
Cehalet, bencillik, bireysellik, teslimiyet, korkular! Umudu kesmemek gerek ama bu zaaflar daha uzunca bir süre insanlığın ayağına dolanmaya devam edecek gibi gözüküyor.
İnsanlığın örgütlü baş düşmanı emperyalizm yok olmadan, hiçbir devlet yada kişi özgür olamaz. Buda böyle biline…
Ahmet ATILMIŞ | 13.12.2025 - aatilmis@hotmail.com








