Türkiye’de Suriyeli sığınmacılara sağlık hizmetleri konusunda birçok tartışma yaşanıyor. Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol’un ifade ettiği gibi, sağlıkta yapılan ayrımlar ve uygulamalar bazen haklı olarak haksızlık olarak algılanabiliyor.
İşçi ve memurların yüzde 10 ile yüzde 20 arasında ilaç katkı payı öderken, Suriyeli göçmenlerin aldıkları sağlık hizmeti karşılığında ne ilaçta katkı payı ne de muayene ücreti ödediği bir gerçek. Bu durum, kendi vatandaşlarımıza karşı yapılmış bir haksızlık olarak görülüyor.
Birinci basamak sağlık hizmeti veren aile hekimliği sisteminde bile reçeteye yazılan ilaç başına 1 TL gibi cüzi bir ücret bile olsa alınması doğru değildir. Ayrıca, Euronun 10 TL ile sabitlenmiş olmasından dolayı pek çok ilacın temininde sıkıntı yaşanması ve vatandaşların piyasada birçok ilaca fark ödeyerek ulaşması da sorun teşkil ediyor. Sağlık kurulu raporu olan bazı ilaçlara bile ücret farkı ödenmesi, bazı ilaçların neredeyse ücretlerinin yarısını vatandaşın cebinden ödemesi, devletin verdiği sağlık hizmetlerini kısmen ücretli hale getiriyor. Piyasadaki ilaçların yaklaşık yüzde 35’inde ücret farkının çıkması da bu sıkıntıyı daha da artırıyor.
Özellikle Suriyeli göçmenlerin yaşadığı bölgelerdeki hastanelerin genel olarak mültecilere hizmet etmesi, bu konudaki vahameti ortaya koyuyor. Göçmenler tedavi ücreti almadığı gibi ilaç ve katkı payı ödememektedir. Özellikle gece hastanelere üçer beşer kişi halinde giderek muayene olmaları da büyük bir haksızlık olarak görülüyor. Bazı hastanelerin hizmet verdiği hastaların yüzde 60’ı göçmenlerden oluşmaktadır. Bu durum, Türkiye’de yaşayan vergisini ve katkı ücretini ödeyenleri rahatsız ediyor.
Sağlık hizmetlerinin adil ve sürdürülebilir bir şekilde sunulması için daha iyi politika ve uygulamaların geliştirilmesi gerekmektedir. Bu konuda toplumsal duyarlılık ve işbirliği önemlidir.