İnsan Hakları Günü'nde Demokratikleşme ve Barış Çağrısı
Haber Kategorisi: Gaziantep

İnsan Hakları Günü'nde Demokratikleşme ve Barış Çağrısı

10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) Antep Şubesi öncülüğünde bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, insan haklarına ilişkin önemli tespit ve çağrılarda bulundu.

10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) Antep Şubesi öncülüğünde bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, insan haklarına ilişkin önemli tespit ve çağrılarda bulundu. Şube Başkanı Avukat Bahri Oğuz tarafından yapılan açıklamada, ülkedeki hak ihlallerinin boyutları ve çözüm önerileri kamuoyuyla paylaşıldı.

Kürt Meselesinin Demokratik Çözümü Vurgusu
Bahri Oğuz, Kürt meselesinin Türkiye’nin demokratikleşmesi önündeki en önemli engellerden biri olduğunu belirtti. 1 Ekim 2024 tarihinden itibaren müzakerelere dayalı, barışçıl ve demokratik bir çözüm sürecinin başladığını ifade eden Oğuz, 40 yılı aşkın süredir devam eden çatışma ortamının sona ermesi için atılacak adımların hayati önem taşıdığını vurguladı. Bu süreçle birlikte yeni can kayıplarının önlenmesinin ve insanların yaşadığı endişe ve korkuların giderilmesinin mümkün olabileceğini dile getirdi.

Ekonomik Krizin Yıkıcı Etkileri
Türkiye’nin uzun bir süredir Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşadığına dikkat çeken Oğuz, borçlanmaya dayalı neoliberal politikaların, savaş ve çatışma harcamalarının yol açtığı ekonomik krizin derinleşen yoksulluğa neden olduğunu belirtti. Bu durumun, vatandaşların biyolojik ve sosyal yaşamlarını sürdürmelerini imkânsız hale getiren ağır insan hakları ihlali oluşturduğunu ifade etti. Oğuz, hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk ve güvencesizliğin özellikle kadınları, çocukları ve mültecileri etkilediğini söyledi.

Emek ve Çalışma Haklarına İlişkin Çağrılar
Açıklamada, işçi ve emekçilerin kıdem tazminatı gibi kazanılmış haklarına dokunulmaması, enflasyon rakamlarının manipüle edilmemesi ve iş cinayetlerinin önlenmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, işçilerin hak arama eylemlerinin yasaklanmaması, sendikalaşma, grev ve toplu sözleşme haklarının güvence altına alınması çağrısında bulunuldu.

İşkence ve Kötü Muameleye Yönelik Endişeler
Türkiye’nin en temel insan hakları sorununun işkence olduğunu belirten Oğuz, bu uygulamaların sadece resmî gözaltı merkezlerinde değil, barışçıl toplantılara müdahale sırasında, sokaklarda, ev ve iş yerlerinde de yeni bir boyut kazandığını aktardı. Anayasa ve evrensel hukukun işkenceyi mutlak olarak yasaklamasına rağmen, bu tür uygulamaların devam ettiğini ifade etti.

Örgütlenme Özgürlüğüne Yönelik Tehditler
Demokrasilerin işleyişi için temel bir hak olan örgütlenme özgürlüğünün Türkiye’de kısıtlandığını belirten Oğuz, vatandaşların toplu eylem ve düşünce açıklama imkânlarından mahrum bırakıldığını söyledi. 2025 yılında insan hakları örgütleri, dernekler, vakıflar, meslek örgütleri ve siyasi partilerin birçok üye ve yöneticisinin gözaltına alındığını, tutuklandığını ve davalarla baskı altına alınmaya çalışıldığını belirtti. Kayyım atamalarının ise hem yerel yönetim iradesini gasp ettiğini hem de örgütlenme özgürlüğünü ağır şekilde ihlal ettiğini sözlerine ekledi.

Genel Değerlendirme
İHD Antep Şubesi’nin açıklaması, Türkiye’de insan haklarına yönelik artan baskı ve ihlallere dikkat çekerken, demokratikleşme, ekonomik adalet ve özgürlüklerin korunmasına yönelik acil adımlar atılması çağrısında bulundu