Dün gece CHP İstanbul il başkanlığı abluka altına alınmıştı, neden? Aslında yüksek seçim kurulunu ilgilendiren bir konuda, mahkeme geçici Kayyum atamış, görevden alınanlar buraya geçici yönetimi almayız demiş, bu durum aynı siyasi parti içindeki insanların siyaseten anlaşmazlığıdır, kolluk bu anlaşmazlık kavgaya, çatışmaya dönerse gereğini yapar ama herhangi bir çatışma vb. bir durum olmazsa müdahale etmez.
Aslında dün bambaşka bir yazı kaleme almıştım, onu da bu yazının altında okuyabilirsiniz.
Dün gece CHP İstanbul il başkanlığı abluka altına alınmıştı, neden?
Aslında yüksek seçim kurulunu ilgilendiren bir konuda, mahkeme geçici Kayyum atamış, görevden alınanlar buraya geçici yönetimi almayız demiş, bu durum aynı siyasi parti içindeki insanların siyaseten anlaşmazlığıdır, kolluk bu anlaşmazlık kavgaya, çatışmaya dönerse gereğini yapar ama herhangi bir çatışma vb. bir durum olmazsa müdahale etmez. Henüz gelmemiş yönetime, geldiklerinde mutlaka çatışma çıkar biz şimdiden önlem alalım yaklaşımı zorlama bir yaklaşımdır, orada başka hesaplar var demektir. CHP, her şeye rağmen bu sorunu soğukkanlılıkla çözmeyi başarmalıdır.
Özgür Özel’in dünkü Gaziantep ziyaretine ilişkin gözlemlerim...
Bu sabah, CHP genel başkanı Özgür Özel Gaziantep’e gelerek il başkanının babasının vefatının 40. günü anmasına katılmış, bir eski bir yeni millet vekilinin çocuklarının nikah şahitliğini yapmış diye bir haber okudum. Daha sonra sosyal medyadan fotoğraflarda gördüm.
CHP genel başkanının, CHP’nin başında kara bulutların en çok dolaştığı şu günlerde sadece bu iki konuyla ilgili gelmiş olabileceğini düşünmek istemiyorum. Eğer öyleyse eyvah..!
(Çok önerdiğim ve önermekten hoşlandığım bir şey değil ama maalesef artık çoğunlukla böyle yapıyorsunuz) Google'a ELİTİZİM yazın ne demek istediğimi anlayacaksınız.
CHP, bazen popülizm, bazen ELİTİZİM kulvarına savrulmaktan kurtulamıyor.
Kafa karışıklığı da burada başlıyor.
Biz küçükken babalarımız ya da annelerimiz bize herhangi bir konuda yetersiz ya da yanlış bir davranışta bulunduğumuzda “kocaman oldunuz hala bunu yapamıyorsunuz, beceremiyorsunuz” der, başka bir konuda "sen daha çocuksun, ne haddine bunu böyle yapmaya kalkmak" deyince biz gerçekten parmak kadar çocuk muyuz, yoksa kocaman mıyız? kafamız karışırdı, anlamakta zorlanırdık...
Özellikle CHP genel başkanı için söylemiyorum, halkçı olduğunu iddia eden bütün siyasetçilere sesleniyorum. Halkın nikahına, düğününe de katılın. Halkın cenazesine ya da taziyesine de katılın. Halkın dertleriyle de dertlenin (ki iddianız bunu gerektirir) doğaldır ki bunu yapmazsanız seçmenin, halkın size güvenmesi beklenemez…
Sanırım geçen yıldı, bir CHP’li millet vekili bir CHP’li fabrikatörün düğününe katılmış ama o, aynı günlerde, ayni fabrikanın emekçilerinin grevine, defalarca davet edilmesine rağmen gelmemişti. Kim inanır bu vekile ve onun partisine?
O emekçi nasıl oy verir o partiye?
Çocuk kandırdığınızı mı sanıyorsunuz?
Halkçı Siyaset gerçekten doğru yapıldığında kolay değildir, emek gerektirir, özveri gerektirir, samimiyet gerektirir, dürüstlük ve cesaret gerektirir, tutarlı olup olmadığına bakılır...
Maalesef ahbap-çavuş ilişkileri, yalakalık, menfaat ilişkileri halkın davranışlarını da kirletmiş, zehirlenmiş ama bu durumdan kurtulmanın yolu da öncüden yani halkçı siyasetçinin bilinçli ve sabırlı çabasından geçer. Bence siyasetçi ya böyle olmalı ya da hiç siyasete bulaşmamalı...
Ahmet ATILMIŞ | 08.09.2025 - aatilmis@hotmail.com