Birtek Sen Genel Başkanı Mehmet Türkmen, asgari ücret için çağrı yaptı. Komisyonun salı günü toplanılacağını belirten Türkmen, “Asgari Ücret Tespit komisyonu 3. Toplantısını 20 Aralık Salı günü yapacak.
Komisyon, her zaman olduğu gibi yine hükümet ve patronların çoğunluğundan oluşuyor. Eğer patronların ve hükümetin insafına kalırsa, işçilerden ve sendikalardan güçlü bir itiraz, kitlesel ve birleşik bir mücadele yükselmezse, yine her zaman olduğu gibi sermaye hükümeti ve patronların uygun gördüğü, Türk-İş’in de konu mankeni olarak masada onay verdiği ve bir kez daha milyonlarca işçiyi açlık ve sefalet koşullarında yaşamaya mahkum eden bir zam oranı belirlenecek” dedi,
BÜYÜME REKORLARI KIRILDI
“Tekstil patronları, pandemi döneminin ilk 2-3 ayı hariç, pandemi dönemi boyunca her ay ihracat ve büyüme rekorları kırdılar” diyen Türkmen, “Hükümetin sağladığı sınırsız teşvik, vergi muafiyetleri ve kredi destekleriyle büyük oranda yeni yatırımlar yaptılar. Tarihin en büyük karlarını elde ettikleri, ihracat ve büyüme rekorları kırdıkları bu dönem boyunca, salgın koşullarını da fırsata çevirerek, pek çok hakkı gasp ederek, işçilerin adeta posasını çıkardılar. Pandemide işçileri ölümüne çalıştırarak büyüme ve ihracat rekorları kıran patronlar, bu büyümeden işçilere tek kuruş pay vermediler. Her fırsatta işçilere “biz bir aileyiz”, “aynı gemideyiz”, “hep birlikte büyüyeceğiz” edebiyatı yapan tekstil patronları, şimdi karları biraz düşünce, işler biraz kötü gidince, ilk yaptıkları işçileri topluca kapı önüne koymak oluyor.” Şeklinde konuştu.
BİRLEŞMELİYİZ
Asıl sorunun milyonlarca işçi ilgilendiren böyle bir sorunun hükümetin ve patronların insafına bırakılması olduğuna dikkat çeken Türkman, “Asıl sorun, yüz binlerce üyesi olan işçi sendikalarının işçi sınıfını en çok ilgilendiren böyle bir konuyu bile patronların ve hükümetin insafına bırakan, işçi sınıfına ve onun en yakıcı taleplerine sırtını dönen sendikal bürokrasidir. Peki o zaman biz ne yapacağız? İşçiler ne yapacak? Madem durum böyle, o halde ekmeğimizi, haklarımızı ve kaderimizi sadece hükümetin ve patronların insafına değil, bu tuzu kuru sarı sendikacılara,bu bürokrat sendika ağalarına da bırakmamalıyız. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz. Kaderimizi kendi ellerimize almalıyız. Sendikalı sendikasız bütün işçiler, birleşmeli, taleplerimiz için mücadele etmeliyiz. Bizim taleplerimiz, “Açlık sınırının altında, yoksulluk sınırının en dibinde ücretlerle, sefalet içinde yaşamayı kabul etmiyoruz. Ailede başka çalışan yoksa, ayrıca geçim yardımı yapılmalı, ailenin toplam gelirinin yoksulluk sınırının altında kalmaması sağlanmalıdır. İşçilerin yüzde 95’i işsizlik fonundan yararlanamıyor. İşçi ve işsizlere ait olan fon patronlara aktarılıyor. Bütün işsizlere iş bulana kadar işsizlik ödeneği verilmelidir. İşyerinde işçilerin emeğini ve haklarını gasp eden patronlar, işçi maaşları üzerinden işçilerin hakkı olan banka promosyonlarını da gasp ediyor. Bankalarla yapılan promsyon anlaşmalarına işçilerin seçtiği işçi temsilcileri de katılarak, söz ve yetki sahibi olmalıdır.” dedi.