İşçi Tarafından "Kabul Edilemez" Bulundu
Ancak, en büyük işçi konfederasyonu olan Türk-İş, bu artışı kesin bir dille reddetti. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, açıklanan rakamın "ne asgari ücretlinin, ne kamuoyunun, ne de bizim kabul edeceğimiz bir rakam olmadığını" ilan etti. Atalay, bu nedenle komisyon toplantılarına katılmadıklarını ve sistem değişmediği sürece katılmayacaklarını açıkladı.

Türk-İş'in İtiraz Noktaları:

• Geçim Şartlarıyla Uyuşmama: Atalay, asgari ücretin bir "geçim ücreti" olduğunu, ancak açıklanan tutarın gıda, konut, eğitim ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlardaki fahiş artışları karşılamaktan uzak olduğunu vurguladı.

• Enflasyonun Gerisinde Kalma: Türk-İş, yüksek enflasyon ortamında reel ücret kaybına dikkat çekti. Atalay, yalnızca geçen yıldan %14.38'lik bir satın alma gücü kaybı olduğunu ve yüzde 27'lik artışın bile mevcut enflasyon karşısında yetersiz kaldığını belirtti.

• Komisyon Yapısına Eleştiri: Atalay, mevcut komisyon ve ücret belirleme mekanizmalarını "antidemokratik" olarak nitelendirerek, bu yapıdan "sağlıklı bir rakam" çıkmayacağı gerekçesiyle sürece katılmadıklarını tekrarladı.

Bakanlık ve Hükümetin Bakış Açısı:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise yaptığı açıklamada, artışın "çalışanların hakkını enflasyona ezdirmeyecek, işverenleri mağdur etmeyecek en makul ortak nokta" olarak belirlendiğini ifade etti. "Popülist olmadıklarını", "geleceği inşa eden" politikalar izlediklerini savunan Işıkhan, vatandaşların satın alma gücünün korunmasını hedeflediklerini söyledi.

Sonuç:
2026 asgari ücret artışı, resmi olarak yüzde 27'lik zamla belirlenmiş olsa da, işçi tarafının temsilcisi Türk-İş tarafından yüksek enflasyon ve geçim maliyetleri karşısında yetersiz ve kabul edilemez bulundu. Bu durum, asgari ücret belirleme sürecindeki derin görüş ayrılığını ve sosyal diyalog ihtiyacını bir kez daha gözler önüne serdi. Asgari ücretlilerin, alım gücü kaybı endişesiyle yeni yıla gireceği öngörülüyor.