17 002 TL, bunun diğer adı asgari ücret. Yaklaşık 30 milyon insanımızın yaşam kalitesi çıtasının üst sınırı...
17 002 TL, bunun diğer adı asgari ücret. Yaklaşık 30 milyon insanımızın yaşam kalitesi çıtasının üst sınırı...
Asgari ücretli, bir ay içinde daha fazla harcama yaparsa gelecek aydan açık verir. Yani gelecek ay daha az yiyecek, içecek ve giyecek alabilir...
Enflasyona ezdirilmeyecek asgari ücretlilerimiz çok değil bir ay sonra 16 480 TL olan açlık sınırının altında kalacak.
Eeyyy asgari ücretli kardeş sen neden patron olmadın?
Neden zengin olmadın?
Neden zenginlerin yaşadığı gibi yaşayamıyorsun?
Çünkü senin babanda asgari ücretliydi... Bu ücretlerle nerden sermaye biriktireceksin?
Bu ücretlerle doğru dürüst beslensen karnını bile doyuramazsın.
Hani haftada en az iki defa balık tüketin diyorlar ya tükette görelim.
Sen ülken için üretirsin. Ülken için askere gider olursun. İstediklerinde oy verirsin.
Ama karnını zar zor doyurursun. Senden bir tık yukarda olanlar, sana bakar şükreder.
Bu ülkenin iş adamları da kıvranıyor, geçtiğimiz günlerde Uşak’tan bir sanayicinin çığlığını okudum, "çoğu borçlu ve sürekli zarar ediyoruz" diyor? Nereye gidiyor bu bizim emeğimizden kazanılan kárlar?
Uluslararası şirketlere, uluslararası bankalara ve tefeci kuruluşlara.
Çıkın bakın caddelere otomobiller, onların kullandığı akaryakıt.
Sigara, alkol, ilaç, telefonlar TV‘ler bil cümle teknolojik ürün. Hepsi yabancı marka, yabancı şirketlerin ya Türkiye'de şubeleri var ya da biz gidip ithal ediyoruz.
Tarımda her geçen gün artan dışa bağımlılık, tarımı da bizim olmaktan çıkarmış durumda, üretici ilaca, gübreye, mazota, tohuma para yetiştiremiyor.
Yani emperyalizmin ekmeğine yağ sürüp duruyoruz.
Bu kıskaçtan hiçbirimiz tek başımıza kurtulamayız. Yaşadığımız coğrafyadaki herkes bilmelidir ki bu emperyalist ahtopotun pençesinden kurtulmanın biricik yolu, birlik olmak ve mücadele etmektir.
Aksi halde babamızda, bizde, bizden sonraki çocuklarımızda onların çocukları da asgari ücretin, açlık sınırı denen o insanı, insanlıktan çıkaran canavarın pençesinden kurtulamaz.
Geleceğimizi gördüğümüz halde, çaresiz ve suskun bekliyoruz. Bizim adımıza birileri, bir şeyler yapmayacak. Bir Mustafa Kemal daha yok, gelmeyecek.
Öğrenmelisin neyin ne olduğunu, kimin kim olduğunu. Kendini tanımalı ve sevmelisin.
Ahmet ATILMIŞ | 28.12.2023