Diş hekimliği alanında yeni yöntemlerin yanı sıra estetik bir gülüşün önemini vurgulayan Doç. Dr. Sürmelioğlu, özellikle ön dişlerde görülen renk, şekil ve pozisyon bozukluklarının kişisel estetik kaygıları da beraberinde getirebildiğini ifade etti. Ayrıca, bu sorunların bazen kişilerin psikolojisini de etkileyebileceğine dikkat çekti.

Konuşmasında tedavi seçeneklerine de değinen Doç. Dr. Sürmelioğlu, hekimlerin sıklıkla başvurduğu tam kron uygulamalarının diş ve diş eti dokusunda uzun vadede ciddi zararlara yol açabilecek madde kaybına neden olabileceğini vurguladı. Bu uygulamaların gerektiğinde aşırı diş madde kaybına yol açabileceğini belirtti.

Doç. Dr. Sürmelioğlu, hastaların ihtiyaçları ve beklentileri doğrultusunda en uygun tedavi planının yapılması gerektiğine vurgu yaparak, modern dental materyaller sayesinde artık ön dişlerde kesim veya aşındırmaya gerek kalmadan doğal renkte ve estetik restorasyonların yapılabildiğini söyledi.

Diş pozisyon ve şekil bozukluklarının düzeltilmesi konusunda ise Doç. Dr. Sürmelioğlu, öncelikle ortodontik tedavinin düşünülmesi gerektiğini belirtti ve hastaların bu konuda bilgilendirilmesinin önemli olduğunu aktardı. Ortodontik tedaviyi tercih etmeyen hastalar için ise 'Direkt Kompozit Laminalar' adı verilen minimal invaziv yöntemlerin tek seansta uygulanabildiğini ve planlama ile doğru uygulama yapıldığında uzun ömürlü ve başarılı sonuçlar elde edilebildiğini ifade etti. Ancak, bu yöntemlerin her duruma uygun olmadığına ve hastanın durumuna göre değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Diş sağlığı ve estetiği alanındaki bu gelişmeler, kişilere özgü gülüş tasarımları yapmanın yanı sıra diş estetiği ile yüz estetiği arasında kusursuz bir uyum sağlama imkanı sunuyor. Doç. Dr. Sürmelioğlu, bu alanda doğru uygulamaların ve malzeme seçiminin tedavi başarısında kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.