Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Gaziantep Şubesi, Ağustos ayında başlayacak olan Toplu İş Sözleşmeleri (TİS) süreci öncesinde taleplerini kamuoyuyla paylaştı.
Şube Sekreteri Turan Dinler tarafından yapılan açıklamada, toplu sözleşme sürecinin yalnızca mali haklara ilişkin değil, sağlık çalışanlarının yaşam koşulları ve toplumun genel sağlığı açısından da belirleyici olduğuna dikkat çekildi.
“Ücretler Yoksulluk Sınırının Altında”
Dinler, sağlık emekçilerinin aldıkları maaşların yoksulluk sınırının altında kaldığını vurgulayarak, “Ek ödemeler emekliliğe yansımıyor, nöbet ücretleri insanca yaşamak için yeterli değil. Taban ve teşvik sistemleri çalışanlar arasında eşitsizliğe yol açıyor. Tüm ödemeler temel maaşa entegre edilmeli ve emekliliğe yansıtılmalı, nöbet ücretleri en az iki katına çıkarılmalı” dedi.
Parçalı İstihdama Son Verilsin
Farklı statülerdeki istihdam modellerine de değinen Dinler, “4/B, 4/C, taşeron, sözleşmeli gibi ayrımcı ve güvencesiz çalışma biçimleri sona erdirilmeli. Tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanları tek, kadrolu bir istihdam çatısı altında birleştirilmeli. Kamusal hizmet, kamu çalışanları eliyle yürütülmeli. Ayrıca OHAL ve KHK mağdurları görevlerine iade edilmeli” çağrısında bulundu.
İnsan Onuruna Yakışır Çalışma Koşulları
Çalışma koşullarının ağırlığına dikkat çeken Dinler, sağlık emekçilerinin uzun nöbetlerle ve eksik personelle hizmet üretmeye zorlandığını belirtti. Talepler arasında haftalık çalışma süresinin 35 saate düşürülmesi, yeterli dinlenme alanlarının sağlanması ve personel eksikliğinin kadrolu alımlarla giderilmesi yer aldı. Özellikle 112 istasyonları ve acil servislerde görev yapan personelin barınma, güvenlik ve sağlık koşullarının ivedilikle iyileştirilmesi gerektiğinin altı çizildi.
“Sağlıkta Şiddet Artık Bir Toplum Sorunu”
Sağlıkta şiddetin, bireysel değil toplumsal bir sorun haline geldiğini söyleyen Dinler, “Sendikamız tarafından hazırlanan yasa teklifi yürürlüğe konmalı. Sağlıkta şiddet, topluma karşı işlenen suç olarak kabul edilmeli ve cezai yaptırımlar artırılmalı” dedi. Aynı zamanda sendikal baskı, mobbing ve ayrımcılığa karşı etkili yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurguladı.
Kadın Emekçiler İçin Özel Düzenlemeler İstendi
Kadın sağlık çalışanlarının haklarının da güçlendirilmesi gerektiğini dile getiren Dinler, doğum öncesi ve sonrası izinlerin uzatılmasını, regl izni tanınmasını, kreş ve çocuk bakım merkezlerinin yaygınlaştırılmasını talep etti. Ayrıca ulaşım, barınma ve servis gibi desteklerin kamu tarafından sağlanması gerektiğini belirtti.
“Pandemide ve Depremde Görev Yaptık, Hakkımız Ödenmedi”
Pandemi süreci ve 6 Şubat depremlerinde gösterilen özveriye rağmen, sağlık çalışanlarının hak ettikleri ücretleri alamadıklarını söyleyen Dinler, “Olağanüstü dönemlerde görev alan sağlık emekçilerine ek hizmet puanı, derece artışı, artırımlı ücret ve sosyal destekler sağlanmalı. İdari izin günlerinde çalışmaya devam eden personele fazla mesai ücreti ödenmeli” diye konuştu.
Dinler son olarak, “Bu sadece bir ücret mücadelesi değil, yaşam hakkımızın savunusudur. Güvenli ve insan onuruna yaraşır koşullarda çalışmak, emeğimizin hakkını almak istiyoruz” sözleriyle açıklamasını tamamladı.