Kentler, sadece caddelerden, parklardan oluşmaz. Otomobillerden, yüksek, ucube binalardan, AVM’ lerden oluşmaz.
Kentler, sadece caddelerden, parklardan oluşmaz.
Otomobillerden, yüksek, ucube binalardan, AVM’ lerden oluşmaz.
Elbette kentin sembolleri olur. (Fransa'da Eyfel kulesi, İtalya'da Pizza Kulesi gibi) kentin kahramanları, müzeleri, inanç merkezleri olur (Almanya’da Dom kilisesi, İstanbul'da Ayasofya, Sultanahmet gibi.) (Aslında tümüne örnekler verebilirim ancak yazı fazlaca uzayıp gitmesin) tarihi yapıları olur. Ünlü sinemaları, tiyatroları olur.
Kahir ekseriyetin bilip, tanıdığı saygıdeğer bulduğu, kanaat önderleri, siyasetçileri, sanatçıları, bilim insanları olur.
Özgün ve ünlenmiş ürünleri olur. Ünlü eğitim kurumları olur.
Tanınmış fabrikaları olur, sporda başarılı bir takımları, herhangi bir merkez özelliği olur. Yani hikayesi olur. Yani bir başka şehre ya da ülkeye gittiğinizde, konuştuğumuz insanların şehrimiz ya da ülkemizle ilgili bir görümü, hiç değilse duyumu olur.
Örneğin o ülke ya da şehir çok temizdir, çok güvenlidir gibi özelliklerin algısını yaratabilmek ne kadar değerlidir?
Gözü gönlü tok, sırtı pak, alnı açık, başı dik insanların yaşadığı bir ülke ya da şehir olmak!
Biz bu tanımın neresindeyiz? Ne kadarındayız arkadaşlar?
Not: Az önce sayın Fatma Şahin sosyal medyada bir video paylaştı. Gaziantep Büyük Şehir Belediyesi Avrupa'dan bir ödül almış. Tebrik ederim lakin ödülü neden vermişler? 500 bin mülteciye katlandığınız için aferin diyorlar bize. Siz olmasaydınız ya da yol verseydiniz bunlar bize gelecekti iyi ki varsınız...
Depremde çabuk toparlanmışız elbette buna şükür ama biz Maraş gibi Hatay gibi darbe almadık buna rağmen insanların arabaları, bağ evleri vs. olmasaydı perişanlık kat sayısı çok artardı. Ben teşekkürler Avrupa demeyeceğim. İlla da teşekkür gerekiyorsa Gaziantep halkına ve diğer emeği geçenlere teşekkür edelim…
Ahmet ATILMIŞ | 11.10.2025 – aatilmis@hotmail.com