KESK Gaziantep Şubeler Platformu Gaziantep Vergi Dairesi önünde “Emekten yana demokratik halk bütçesi istiyoruz” konulu basın açıklaması yaptı.
Büro Emekçileri Sendikası Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Miyase Karatay, yapılan basın açıklamasında “Ücretle-maaşla ayın sonunu getiremiyoruz. En temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için borçlanıyoruz. Bu yüzden halkın kredi kartı borçları geçen yıla göre iki buçuk kat arttı. Bugün her 100 kişiden 12'si borcunu ödeyemediği için yasal takipte” şeklinde konuştu.
Devletin her 100 TL’lik giderinin 89 TL’si vergilerden karşılanacak
“Eski dedikleri modelde cebimize giren, ücretlerimizi buharlaştıran el yeni dedikleri ekonomik modelde bugün boğazımıza sarılmaya çalışıyor” ifadelerini kullanan Karatay, “İşte TBMM’de görüşülen bütçe kanun teklifi iktidarın “yeni” dediği ekonomik modelin bugün boğamıza sarılmaya çalışan eli. Bütçe teklifine göre önümüzdeki yıl devletin her 100 TL’lik giderinin 89 TL’si vergilerden karşılanacak. Peki vergiler kimden, nereden toplanacak? Ne yazık ki tüm vergi yükü gelmiş geçmiş tüm bütçelerden daha ağır bir şekilde bize, emekçi sınıflara, halka yıkılmak isteniyor. Kısacası halk, çalışanlar vergi yükü altında ezilirken koca koca holdingler, şirketler, firmalar çalıştırdıkları asgari ücretli kadar dahi vergi ödemeyecek” açıklamasını yaptı.
Her 5 gençten ve her 3 kadından biri işsiz
İşsizlerin sayısının 9 milyona ulaştığını, her 5 gençten ve her 3 kadından birinin işsiz olduğunu kaydeden Karatay, “Ülkeyi OECD ülkeleri içinde resmi enflasyonu en yüksek ülke durumuna getirdiler. Bugün enflasyon sırlamasında bizden sonra gelen ülkeyi tam (Macaristan) beşe katlıyoruz. Tüm dünyada gıda enflasyonu düşerken bizde artmaya devam ediyor. OECD ortalaması yüzde 8 iken biz yüzde 72 ile bunun tam 9 katı gıda enflasyonu yaşıyoruz. Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı TÜİK enflasyonunu katlıyor. Öyle ki bir bardak çay 10 TL, bir simit 10 TL. Dört kişilik bir aile üç öğün kişi başına bir çay bir simit tüketse bile aylık 7 bin 200 TL ediyor” dedi.
En düşük ev kirası bile asgari ücreti aşıyor
Karatay, açlık sınırının 16 bin TL’ye, yoksulluk sınırının 49 bin TL’ye dayandığını sözlerine eklerken, “85 milyonluk nüfusun 51 milyonu açlık sınırı,32 milyonu ise yoksulluk sınırı altında bir yaşam savaşı veriyor. Çünkü ülkede emeklilerin yarısı en düşük aylık olan 7 bin 500 TL’ye, çalışanların yarısı ise 11 bin 402 TL’lik asgari ücrete mahkûm edilmiş durumda. 4 kişilik bir ailede tüm fertler asgari ücretle çalışsa bile yoksulluk sınırına ulaşamıyor. Ortalama kamu emekçisi maaşı ise “ilave seyyanen ödenek” oyununa rağmen ancak yoksulluk sınırının yarısına ulaşıyor. En düşük ev kirası bile asgari ücreti aşıyor” ifadelerini kullandı.
Bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını ve vergide adalet istiyoruz
“KESK olarak iktidarın kendi eliyle yarattığı enkazın tüm faturasını emekçilere, halka yıkmak istediği bu bütçeyi kabul etmiyoruz” diyen Karatay, “Bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını ve vergide adalet istiyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını, kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine, özelleştirme soygununa son verilmesini, kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını, toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini istiyoruz” açıklamasında bulundu.
Dar gelirlileri koruyucu tedbirlerin hayata geçirilmesi için temel gelir güvencesi istiyoruz
Büro Emekçileri Sendikası Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Miyase Karatay, konuşmasını şöyle tamamladı: “Başta depremzedeler ve öğrenciler olmak üzere tüm dar gelirlilere kamusal, güvenli ve sağlıklı barınma olanaklarının sağlanmasını, eğitimin her kademesindeki çocuklarımız için 1 öğün ücretsiz, sağlıklı yemek, emeğe kölelik dayatan politika ve uygulamalara son verilmesini, insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde bir ücret, bütçeden engellilere yönelik kamu hizmetlerinin geliştirilmesi için ayrılan payın arttırılmasını, kamuda engelli istihdamının arttırılmasını ve yoksulluğu önleyici, dar gelirlileri koruyucu tedbirlerin hayata geçirilmesi için temel gelir güvencesi istiyoruz.”