Eğitim-İş: 'Üniversitelerimizi Kuşatan Karanlığa Teslim Olamayacağız!
Haber Kategorisi: Eğitim

Eğitim-İş: 'Üniversitelerimizi Kuşatan Karanlığa Teslim Olamayacağız!

Eğitim-İş Sendikası, Türkiye'deki yükseköğretim sistemine ilişkin kapsamlı bir basın açıklaması yayımlayarak, üniversitelerin "Cumhuriyet tarihinin en ağır kuşatması" altında olduğunu iddia etti ve çeşitli başlıklarda eleştiri ve taleplerini sıraladı.

 

Ekonomik Baskılar ve Eğitime Erişim Krizi

Açıklamada, ekonomik krizin yükseköğretim üzerindeki etkilerine dikkat çekildi. TÜİK verilerine atıfta bulunularak, 2024 yılında 383 bin öğrencinin ekonomik imkânsızlıklar nedeniyle üniversiteyi terk ettiği belirtildi. EUROSTAT verileri referans gösterilerek, Türkiye'nin %18,7 ile Avrupa'da eğitimi yarıda bırakan gençlerin oranının en yüksek olduğu ülke konumunda bulunduğu ifade edildi.

Barınma Sorunu ve Yaşam Maliyetleri

Barınma sorununun boyutlarına vurgu yapılan açıklamada, 4 milyondan fazla öğrenciye karşılık KYK yurtlarındaki kapasitenin yaklaşık 1 milyon olduğu, İstanbul'da ise öğrencilerin sadece %6,3'ünün bu yurtlardan faydalanabildiği kaydedildi. Özel yurt ve kira maliyetlerinin asgari ücretin iki katına ulaştığı belirtilerek, aileler için üniversiteli olmanın çok yüksek maliyetlere yol açtığı aktarıldı.

İstihdam ve Getiri Endişesi

OECD ve EUROSTAT verilerine dayandırılarak, Türkiye'nin üniversite eğitiminin net getirisi sıralamasında sondan ikinci olduğu ve üniversite mezunlarının Avrupa'daki en düşük gelire sahip kesimi oluşturduğu ifade edildi. Bu durumun, gençlerde "üniversite okusam da işsiz kalacağım" düşüncesini yaygınlaştırdığı öne sürüldü.

YÖK ve Akademik Özerklik Eleştirisi

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) sert bir dille eleştirilerek, "12 Eylül'ün mirası" ve "AKP'nin sopası" olarak nitelendirildi. Avrupa Üniversiteler Birliği'nin akademik özerklik sıralamasında Türkiye'nin 35 ülke arasında sonuncu olduğu hatırlatıldı. Anayasa Mahkemesi kararları hiçe sayılarak 56 üniversiteye rektör atandığı iddia edildi ve bu durumun anayasa ihlali olduğu vurgulandı. Üniversitelerin dünya sıralamalarındaki gerilemesine de dikkat çekildi.

Bütçe Paylaşımı ve İdari Personel Sorunları

2025 yılı bütçesinde devlet üniversitelerine ayrılan 487 milyar TL'lik kaynağa karşılık, Diyanet İşleri Başkanlığı'na 130 milyar TL ödenek ayrıldığı bilgisi paylaşılarak, kaynak dağılımı eleştirildi. Ayrıca, üniversitelerdeki idari ve teknik personelin yaşadığı sorunlara değinildi. Görevde Yükselme sınavlarının düzenli yapılmaması, mülakat uygulamaları, fiziki çalışma koşullarının yetersizliği ve döner sermaye pay dağıtımındaki adaletsizlikler gündeme getirildi.

Sendikanın Talepleri

Eğitim-İş Sendikası, açıklamasını şu taleplerle sonlandırdı:

  • YÖK'ün kaldırılarak üniversitelerin demokratik ve özerk bir yapıya kavuşturulması,

  • Akademisyenler ve öğrenciler üzerindeki baskıların sonlandırılması,

  • Üniversite bütçelerinin artırılarak barınma ve beslenme sorunlarının çözülmesi,

  • Akademik ve idari personelin maaş, hak ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi.

Sendika, "Bilim susmaz, gençlik teslim alınamaz" diyerek, üniversiteleri "rantın, gericiliğin ve siyasi baskının elinden kurtarmak" için mücadelelerini sürdüreceklerini ilan etti.