Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Ali Arpat yaptığı açıklamada ; "Bugün eğitim emekçilerinin sefalete nasıl terk edildiğini, nasıl nefes alamaz hale getirildiğini göstermek için burada bulunmaktayız."dedi.
Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Ali Arpat yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi ; "Senede bir gün, öğretmenler gününde, öğretmene övgü düzenlerin senenin 364 günü öğretmene nasıl insani olmayan ücretleri ve çalışma koşullarını reva gördüğünü anlatmak için buradayız.
Bugün yokuş aşağı yuvarlanan ülke ekonomisine rağmen, tozpembe tablo çizmeye çalışanlara karşı “Barınamıyoruz, Geçinemiyoruz, Yaşayamıyoruz” demek için buradayız.
Bilindiği üzere; TÜİK’in yalan enflasyon rakamları, sarı sendikaların iktidarı memnun etmeye endeksli tavrı ve iktidarın emek düşmanı bakış açısıyla şekillenen 7. Dönem Toplu Sözleşme müsameresinde, perde yine yoksullukla kapanmıştır.
Belirlenen zam teklifi, hem bugünün gerçek enflasyon rakamlarının, hem de Merkez Bankası’nın önümüzdeki yıl için açıkladığı ve yine kim bilir kaç kez revize ederek yukarıya çekilecek enflasyon rakamlarının dahi altında kalmıştır.
Büyük vaatler ve beklentinin ardından bu sürecin sonunda yine hükümetin utanç verici zam teklifinin kabul edilmesi, ortada alın terimiz için bir görüşme değil bir dayatma olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Daha önceki TİS süreçlerinde olan kazanımlar yeniymiş gibi önümüze konmuştur.
Bir kez daha ne öğrendik:
Gerçekleri çarpıtan TÜİK, hükümetin noteri gibi davranan Kamu Hakem Heyeti emeğin onurunu iktidarın bir aferinine satan sarı sendikalar, emekçinin hakkını savunamaz.
Şimdi bizden susmamızı bekliyorlar!
Bizim insani koşullarda çalışma hakkımızı çaldılar,
Bizim evimize göğsümüzü gererek, sınıflarımıza sadece derslerimizi düşünerek girme hakkımızı çaldılar.
Bizim emeklilik hayalimizi çaldılar. Bizim ay sonunu huzurla bekleme hayalimizi çaldılar.
Bizim öğrencilerimize laik, bilimsel eğitim verme hakkımızı çaldılar.
Kendi yarattığı ve 20 yıldır uyguladığı torpil mekanizması olan mülakatı, kaldırmayı vaat etmişlerdi, şimdi hiç bir sözlerini tutmadıkları gibi bunu da tutmayacaklarını ilan ettiler. Eğitimden liyakati ve gencecik insanların hak ettikleri kadroları çaldılar.
Ve şimdi bizim susmamızı bekliyorlar.
Susmadık, susmuyoruz, susmayacağız! “Barınamıyoruz, Geçinemiyoruz, Yaşayamıyoruz!”
AKP iktidarı ile 21 yıl önce göreve başlayan bir öğretmen kamuda belirlenen en düşük ücretin çok az üstünde ücret almaktadır. Yani bir eğitim emekçisinin eline geçen aylık ücret tüm ödenek ve yardımlar dâhil 22 bin TL civarındadır.
Birçok mesleki hakkımız da kadrolaşma, haksız soruşturmalar ve mobbing, ile gasp edilmektedir.
Ülkenin her alanını sarmalayan gerici ve antidemokratik tavır, eğitimi, mesleki itibarımızı, demokratik hak ve taleplerimizi, çocuklarımızın laik, bilimsel, demokratik, parasız ve eşit eğitim hakkını gasp etmiştir.
Dernek ve vakıf maskesi takan gerici yapılarla imzalanan protokoller; eğitim bilimine, pedagojiye, laik ve bilimsel eğitime taban tabana zıt, eğitim ve öğretim birliğine ve yasalarımıza açıkça aykırı olan ÇEDES ve benzeri projelere karşı “çocukları korumak vatanı korumaktır” şiarıyla hareket etmeye devam edeceğiz. Eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkacağız.
Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz: Buna boyun eğmeyeceğiz! İnsani çalışma şartları ve insani ücretlere kavuşana kadar eylemlilik sürecimizi büyüterek sürdüreceğiz.
4 Kasım’da Konya ve Kocaeli, 11 Kasım’da Ordu ve Aydın, 18 Kasım’da Tekirdağ ve Van merkezli bölge eylemleri düzenleyeceğiz.
Öğretmenler Günü’nü onların dayattığı şekilde kutlamayacağız. O gün üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacak ve Başöğretmenimize şükranlarımızı sunacağız.
25 Kasım’da Başkent’te düzenleyeceğimiz büyük buluşmamızda ise Fakir Baykurt’un yoldaşları olarak el açmayacak, ders vereceğiz! Haklıyız, kazanacağız! "