Memlekette sorun çok! Hepsi de acil çözüm bekliyor... Birçoğu kronikleşmiş, hatta kangren olmuş sorunlar. Kim ya da kimler çözecek? Nasıl çözecek? Ne zaman çözecek?
Memlekette sorun çok!
Hepsi de acil çözüm bekliyor...
Birçoğu kronikleşmiş, hatta kangren olmuş sorunlar.
Kim ya da kimler çözecek?
Nasıl çözecek?
Ne zaman çözecek?
Bunca sorunu çözmenin bir bedeli olacak.
Hesabı kim ödeyecek?
Ne kadar ödeyecek?
Bu sorular ve daha birçok sorulmamış soru...
Kişisel sorunlarımız değil ama birçok sorunumuzun kökeninde yatan sistemsel sorunlar. Ne zaman çözülebilir?
Bugünün en yakıcı sorunu nedir?
Demokrasi.
Ekonomik kriz.
Kürt meselesi.
Sağlık.
Eğitim.
Tarikatlar.
Laiklikten uzaklaşma.
Sağlığımız konusunu belki en başa yazmak gerekirdi ama demokrasi konusu çözülebilse, sağlık sistemindeki birçok sorun dâhil tüm sorunlar çok daha çözülebilir hale gelir.
Üretim ve paylaşımdaki adaletsizlik; siyaseti, ekonomik, sosyal ve kültürel alandaki sorunların tamamını önümüze koymakta ve hemen hepimizi şu veya bu oranda ezmektedir.
Bütün bu olup bitenlere çözüm üretmemek ya da üretememek bireyleri "altta kalanın canı çıksın", "gemisini kurtaran kaptandır" gibi bireyci, bencil ve acımasız bir noktaya sürüklemektedir.
"Altta kalanın canı çıksın" anlayışı, üstteki bir avuç güçlüye hayranlık duymak ya da onun insafına sığınmaktır ve elbette acizliktir. Sıranın sana gelmesini beklemektir.
Bugünün dünyasında büyük güçlerin büyük kavgaları var ve bu güçler, nispeten zayıf olan diğer güçleri de yedeğine alarak dünyayı yeniden paylaşmak ve düzenlerini sağlamlaştırmak istiyorlar.
Mazlum ülkelerin halklarını yeniden yeniden köleleştirmek istiyorlar.
Zayıf ülkelerin idarelerine "Kırk katır mı, kırk satır mı?" diyorlar.
Çözüm sende, bende.
Satırı da katırı da bir kenara bıraktıracak yegâne güç, emperyalizme ve işbirlikçilerine değil, kendi halkının geleceğine hizmet eden yurtsever anlayışta...
Ahmet Atılmış | 07.01.2025 - aatilmis@hotmail.com
