Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler sonrasında yapılan hasar tespit çalışması sonucunda Atatürk Mahallesi Mustafa Taşar Caddesi’nde Çağla Apartmanına “Acil yıkım” kararı verildi. Bunun üzerine bina sakinleri, ikinci kez binanın incelenmesi için başvuruda bulundu
Bina sakinleri gelen ekibin, “Burası acil yıkılacak bir bina değil” dediğini, ancak daha sonra raporun “Acil yıkılacak” olarak değiştirildiğini belirtti. Bina sakinleri mücadeleden vazgeçmedi. Bu defa Gaziantep Valiliği’nden bir ekip gönderildi. Gelen ekip de binanın yıkılacak bir bina olmadığını üst mercilere kadar bildirdi, ancak yine kimse dinlemedi. Vatandaş ise çaresiz bir şekilde gözyaşları arasında tüm birikimlerinin, anılarının, geçmişinin, geleceğinin, umutlarının ve hayallerinin kepçe darbeleriyle yok edilmesini izliyor.
Binamız, kitap üzerine çalışan iki mühendise yenik düştü
Halit Tuncer, “Binamız, kitap üzerine çalışan iki mühendise yenik düştü. Bina için “Acil yıkım” kararı vermişler. Binadan vazgeçtik, ama anılarımız ve eşyalarımız var. Toplamda 16 daire bulunuyor ve her dairenin en az 1,5 milyon TL zararı var. Tüm birikimlerimiz gitti. Belediye başkanlarına, valiye, kaymakama ulaşamadık. Karşımızda hiçbir muhatap bulamadık. Biz neden hiçbir yetkiliye ulaşamıyoruz. Sığınmacı gibi yaşıyoruz. Ev tutsam su içecek bir bardağım bile yok. Depremin olduğu günden beri aynı elbiseyi giyiyorum” ifadelerini kullandı.
Binanın ikinci defa incelenmesi için başvuruda bulunduklarını söyleyen Tuncer, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan gelen kişi, “Binaya ağır hasar vereyim, eşyalarınızı alın” dedi. Ama çocuğa baskı yapılınca “Acil yıkım kararı” verdi. 60 yaşından bir insanım, ama benden yaşça küçük insanların fikirlerine saygı duyuyorum. Çünkü her şeyi “Ben biliyorum” diyemiyorum” şeklinde konuştu.
İnşaat Mühendisi Davut Yılmaz, “Anne ve babamın oturduğu binanın sosyal medyada hiçbir vasfı olmayan insanlar, “Bu binanın kolonları patlak, sakın yaklaşmayın” diyerek paylaşım yapmışlar. Daha sonra ise binanın etrafına şeritler çekildi, “Acil yıkılacak” denilerek kimse giremez denildi. 2 saat eğitim alanlar gelip binayı incelediler. Belediyemizden resmi statik hesaplarımızı ve projelerimizi aldım. Binanın fotoğraflarını hocalarımıza attım, binanın yıkılması gerektiği yönünde beyanda bulunmadılar. Daha sonra itiraz sonucunda ikinci ekip geldi. Ekip ile birlikte tüm binayı gezdik, “Burası acil yıkılacak bir bina değil” dedi. İnceleme sonrasında Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın AFAD’daki merkezine gittiler. Orada komisyon kurulmuş, fakat hasar tespiti yapan komisyondaki kişi Jeoloji Mühendisi. Derdimi ve projemizi anlatmak istediğimizde “Bakamam” dedi. Hiçbir şekilde ilgilenmediler” serzenişinde bulundu.
Yılmaz, “Binanın yeniden incelenmesi için başka bir heyet gönderdiler. Hocalarımız binanın hem içini hem dışını gezdi, binanın altındaki dükkânda toplantı yaptılar. Hocamız, “Buranın yıkılacak bir bina olmadığını üst mercilere kadar bildirdi. İnsanların anılarını ve hatıralarına almalarına izin verin” denildi. Ama hiç kimse dinlemedi. Zaten herhangi bir sıkıntı olsa bir saat içeride kalmazdık, toplantı yapılmazdı. Önceki gün iftar vakti binayı yıkmaya geldiler, ne aceleleri vardı? Binamız onların adaleti ve vicdanı gibi çürük değil” dedi.
Ayhan Taşdoğan, “Binada herhangi bir kayma veya çökme olsaydı, asansör çalışmazdı” dediler. Vali Yardımcısını aradı, “Binanın asansörü çalışıyor, bizim için en önemli veri bu. Bu yıkılacak bina değil, yanlış bir karar var, yeniden değerlendirin” dedi. Yıkılma kararı alınıyor, ama bize 31 gün sonra tebliğ ediliyor. Mahkemeye başvurduk, ertesi gün kepçe gönderdiler” dedi.
Kimse bize elini uzatmadı
Gökçe Çöçel, “Babamın fotoğraflarını dahi alamadık. Sinir krizi geçirdik” derken, Celal Öztürk, “Yardımcı olun diyerek her yere gittik, ama kimse bize elini uzatmadı, dinlemedi. Sadece elbisemiz ile kaldık. Arabamızda kalıyoruz” açıklamasını yaptı.
Geçmişimizi sildiler
Burcu Tuncer, “Pasaportlarımız, diplomalarımız, çocuklarımızın kıyafetleri ve kitabını alamadık. Okullar açıldı ancak bu çocuklar nasıl gidiyor diyerek sormadı. 16 dairemizin eşyası gitti, eşyalarımızdan ne istediler. Çanak, çömlek veya mobilya derdinde değiliz, anılarımız, hatıralarımız var. Çocuklarımızın ana sınıfından beri biriktirdiğimiz fotoğrafları gitti, geçmişimizi sildiler” şikayetinde bulundu.
Bütün eşyalarımız ile birlikte umutlarımız da yok olup gitti
İsmini vermek istemeyen bir apartman sakini, “Valimiz, Gaziantep Üniversitesi’ndeki hocaları dinleyip, seslerine kulak vermiş olsaydı, insanlar eşyalarını almışlardı, evin yıkılıp yıkılmayacağı umurlarında değildi. Çünkü yenisi yapılırdı. Bütün eşyalarımız ile birlikte umutlarımız da yok olup gitti” diye konuştu.
ÇAĞLA APARTMANI SONUNDA DAYANAMADI
Gaziantep’te büyük tartışmalara yol açan Çağla apartmanının yıkılması kararından sonra başlayan süreç, 2 gün boyunca büyük vinçlere rağmen yıkılmayan bina bugün öğle saatlerinde yapılan son müdahele sonrası yıkıldı.
gaziantepsabah.com