BİRTEK-SEN olarak bu akşam saatlerinde Gaziantep’te Balıklı Meydanı’nda, "Zamlara karşı" basın açıklaması yaptı.
Yapılan açuıklama şu şekilde ;
" Genel seçimlerin üzerinden iki buçuk ay geçti. İki buçuk ay içinde hükümet, seçimlerden kısa süre önce ara verdiği soygun ve talana kaldığı yerden devam ediyor. Seçim öncesi, ülkenin zenginliklerinden kırıntılar vererek halkı ikna eden hükümet, verdiği payı kepçeyle almaya başladı. Kendi eseri olan EYT sorununa dair düzenleme yapan, yüzde ellileri bulan asgari ücret zammı yapan, elektrik ve doğalgaz faturalarında indirim yapan hükümet, seçim biter bitmez kimin temsilcisi olduğunu uygulamalarıyla gösterdi. Boşalan merkez bankası kasasının, seçim harcamalarının, yükselen döviz kurunun, patronlara aktarılan teşviklerin, enflasyonun, krizin bütün faturası iki ay içinde emekçilerin üzerine yüklendi. Türkiye Yüzyılı dedikleri Zam Yüzyılı çıktı.
İki ay içinde fahiş zam gelmeyen tek bir ürün bile kalmadı. İki ay içinde henüz cebimize girmeyen yeni asgari ücret yeniden açlık sınırının altına düştü. İki ay içinde emekçilerin ekmeği küçüldükçe küçüldü. Seçim öncesi 20 Lira olan benzin, şu an 37 lira. Seçim öncesi 4 Buçuk Lira olan ekmek şu an 6 Buçuk lira. Et, süt, yumurta, sebze, meyve... Bütün gıda ürünleri kat kat arttı. Ulaşım zamlandı. İşçiler için giyinip kuşanmak, çocuğuna yeni bir ayakkabı almak hayal oldu. İstanbul Ticaret Odası verilerine göre, ev eşyalarında fiyatı en çok artan ürün Halı oldu. Halı fiyatları bir ay içinde yüzde 53 arttı. Antep’in halı patronları zenginliğini büyütürken gelin Asgari ücretli işçilerinin sefaletine bakalım.
Dört kişilik bir aile, ucuz bir yerden her öğün nohut-ayran tüketse günlüğü 360 liraya, aylığı 10.800 liraya geliyor. Asgari ücret ise 11.500 lira. Yani Asgari ücretli işçiler her öğün nohut ayran tüketirse, cebine 700 lira kalıyor. Asgari ücretli 700 lira ile, çarşıya pazara mı gitsin, çocuğunu okula mı göndersin, bebeğine bez mi alsın, faturalarını mı ödesin, yoksa kenar mahallelerde bile 6-7 bin lirayı bulan ev kirasını mı ödesin?
Sene başından beri bütün gıda ürünleri, akaryakıt, sağlık ürünleri, giyim, ev eşyası ürünleri, yüzde 100-yüzde 200 zamlandı. Asgari ücrete ise yüzde 34 zam geldi. Çalışanların yüzde 60‘ı asgari ücretle çalışırken, hükümet emekçilere bir kez daha ‚sefaletle, açlıkla boğulun‘ dedi. Aldığı ücretle geçinemeyen emekçiler kredi kartına, krediye muhtaç halde. Patronlar ise, işçilerin borç batağını fırsat bilip her türlü baskıyı, zulmü uygulamaya sokuyor. İşçiler bir patronlardan, bir hükümetten darbe yiyor. Ancak bu, filmin henüz fragmanı, zincirleme zam dalgası artarak devam edecek, diğer yandan ertelenen kredi borçları da geldi, kapıya dayandı.
Biz, patronların ve onların temsilcisi hükümetin bize dayattığı sefaleti kabul etmiyoruz. Türk-İş verilerine göre açlık sınırı 11.650, yoksulluk sınırı 38.000 lira iken asgari ücret 11.400 lira. Asgari ücrete yapılan yüzde 34 zam, başpınar işçilerine de uygulamaya çalışıyorlar, kabul etmiyoruz.
İşçilerin, emekçilerin üzerindeki vergi yükü kaldırılsın!
Zenginlerden servet vergisi alınsın!
Ülkenin kaynaklarının bir avuç patrona peşkeş çekilmesi son bulsun!
İşsizlik fonunun patronlara yağmalatılmasına son verilsin, işsizlik fonu işçiler için kullanılsın!
Temel tüketim ürünlerine gelen zamlar durdurulsun!
Ücretler yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın! "