Sibel DOĞAN
Yazar
Yazar
Güncel yazılar
18. yy Osmanlı Döneminden itibaren ülkedeki en önemli sorun ya da konu budur sanırım. Yeni bir anlayışa sahip bir toplum yaratmak. Peki nasıl bir anlayışa sahip toplum olmalı? Toplumun temel sıkıntısı nedir? O güne kadar toplum üzerinde düşünülmemiş, toplumsal reform konusuna değinilmemişti. Özellikle 18. Yüzyıl sonrası toplum önemsendi. Toplumun yaşam tarzı, beğenileri, sosyal hayatı, tercihleri yönlendirilmeye çalışıldı. Modernleşme çalışmalarında toplumsal değişim önemsenmeye başlandı. İleri bir medeniyet devletin koyduğu kurallarla değil, toplumsal anlayıştaki ilerlemeyle mümkündü.
“Ankara’nın Çankaya ilçesindeki bir eğlence mekânında sahne alan müzisyen Onur ŞENER karaoke yapmadan şarkı söylemesini isteyen bir grup tarafından talepleri yerine getirilmediği için öldürüldü.” Haberi ne kadar tanıdık geliyor değil mi? Ne çok duyduk işiyle ilgili talebi reddeden doktor, öğretmen öldürülmesi haberlerine. Mesleğin uzmanlığının bu derece önemsizleştirilmesi, herkesin her şeyi çok bilmesi toplumumuzun temel sorunu… Üniversitenin, okumanın, emeğin, liyakatin önemi yok gibi.
ürekli bir gündem yaratma komplosu içerisindeyiz. Gündem yaratmak için de sıklıkla tarih kucaklanmakta, malzeme bulunmaya çalışılıyor. Özellikle de ülkenin blok olduğu bazı tarihi konular tazeleniyor. Mantık da söylenenler de aynı. Şimdi de Vahdettin hain mi kahraman mı? konusu tazelendi. Saldıranlar, savunanlar…
Lozan Antlaşması dört yıl süren I. Dünya Savaşı’nı Osmanlı Devleti için bitiren anlaşma olarak kabul edilir. Osmanlı Devleti 1914’te girdiği I. Dünya Savaşını 1918 ‘de büyük kayıplarla Mondros Ateşkes Antlaşması ve 1920 Sevr Barış Antlaşması ile bitirmiştir.
Lale Devri sık sık bahsi geçen ve bu bahislerde sadece zevk ve sefanın önemsendiği, verimsiz, sığ bir dönem gibi anlatılır. Oysa Lale Devri Osmanlı için yeniden doğuşlun başlangıcıdır. Bu dönemde Osmanlı Devleti’nin çok daha farklı ve zor bir mücadele sürdürdüğünü söyleyebiliriz.