Sibel DOĞAN

Sibel DOĞAN

Yazar

Sosyal Huzur İçin Ahlak

“Ankara’nın Çankaya ilçesindeki bir eğlence mekânında sahne alan müzisyen Onur ŞENER karaoke yapmadan şarkı söylemesini isteyen bir grup tarafından talepleri yerine getirilmediği için öldürüldü.” Haberi ne kadar tanıdık geliyor değil mi? Ne çok duyduk işiyle ilgili talebi reddeden doktor, öğretmen öldürülmesi haberlerine. Mesleğin uzmanlığının bu derece önemsizleştirilmesi, herkesin her şeyi çok bilmesi toplumumuzun temel sorunu… Üniversitenin, okumanın, emeğin, liyakatin önemi yok gibi.

 

 

“Ankara’nın Çankaya ilçesindeki bir eğlence mekânında sahne alan müzisyen Onur ŞENER karaoke yapmadan şarkı söylemesini isteyen bir grup tarafından talepleri yerine getirilmediği  için öldürüldü.”  Haberi ne kadar tanıdık geliyor değil mi?  Ne çok duyduk işiyle ilgili talebi reddeden doktor, öğretmen öldürülmesi haberlerine.  Mesleğin uzmanlığının bu derece önemsizleştirilmesi, herkesin her şeyi çok bilmesi toplumumuzun temel sorunu…  Üniversitenin, okumanın, emeğin, liyakatin önemi yok gibi.

 Derin bir saygısızlığa dayalı olan koca bir cehalettir cinayetlerin nedeni. Üstelik bu vahşetin aktörleri eğitimli kimseler. Eğitimin içselleştirilmediğini gösteren bu olay, insan egosunun ve kibrinin can alabilecek boyutlara ulaştığını gösterdi. Eğlenmeyi amaçlayan insanlar başka insanlar için bir geceyi kâbusa çevirebildiler.

 

Büyük bir ego patlaması yaşıyor insanlar. Herkes kendisini özel görüyor, peki ya diğerleri? Onları özel yapmayan şey nedir? Herkeste ayrıcalıklı olma, özel olma isteği var. Ayrışıyorlar ama bu ayrışmada ayrıcalıklı olan hep kendileri oluyor. Güç gösterisi ile var olmaya, kendilerini ispatlamaya çalışıyorlar. İtibar kazanmak istiyorlar. Ancak itibarı ezerek, emrederek, olmadık yerlerde, olmadık taleplerde bulunarak, hiçbir bilgiye tecrübeye sahip olmadan işinde uzmanlığı, liyakati olan kimselerin işlerine müdahale ederek sağlamaya çalışıyorlar. Bu arada erdemli, ilkeli olmak, saygılı olmak, kendini bilmek bir şey kazandırmıyor artık. İtibar için zorbalık yapılıyor ve itaat edilmediğinde ölümle de sonuçlanabilen çatışmalar kaçınılmaz oluyor.

Ego, insanın kendi imalatıdır ve her zaman beslenmeye ihtiyaç duymaktadır.  Egoyu başkalarında aramak dengemizi bozar ve düşünme, hissetme, davranma biçimlerimizi sağlıksızlaştırır, sahteleştirir. Dengeli bir özgüvene sahip olan kişi egosunu kendi içinde arar. Bu sağlıklı olandır ve dengeyi kurduğumuzu gösterir. Bu denge de iç huzur ve mutluluğa yol açmaktadır.

 

Oysaki itibar erdemlerle, ahlaklı tutum ve davranışlarla kazanılabilir ancak. Baskı ile sadece itibarsızlaşır insan. İnsanı değerli kılan ahlaklı, ilkeli, tutarlı davranışlarıdır. Toplumsal huzurun da temelinde ahlaklı davranışlar yatar. Belli ki “En büyük ibadet sevebilmektir.”, “Gezdim Halep’i Şam’ı eyledim ilmi talep, meğer ilim bir hiç imiş, illa edep illa edep.” diyen Yunus Emre, “Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir, akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir.” diyen Ahi Evran, “Büyük düşman odur ki ilki nefsanî arzulardır, ikinci kibir ve sapıklıktır, üçüncü hilekârlık ve yalancılıktır.” diyen Hacı Beştaş Veli unutulmuş, öğretileri unutulmuş.

 

Sibel DOĞAN - 22.10.2022