Birbirimize "benim gibi düşünmüyorsan" söylediklerimin bir önemi yok dediğimiz bir çağda yaşıyoruz. Mesleğim gereği birbirinden farklı eğitim seviyesinde , farklı mesleklerde , farklı yaşlarda vb. Çokça insanla diyalog halinde oluyorum.
Birbirimize "benim gibi düşünmüyorsan" söylediklerimin bir önemi yok dediğimiz bir çağda yaşıyoruz. Mesleğim gereği birbirinden farklı eğitim seviyesinde , farklı mesleklerde , farklı yaşlarda vb. Çokça insanla diyalog halinde oluyorum. İllaki farklı görüş ve düşüncelerini de paylaşıyorlar. Hepsi çoğunlukla kendi aklından memnun. Bir arkadaşımın annesinin "İnsan aynadakini beğenmezse, çatlar ölür' dediği cümle geliyor aklıma. Bu söz sayesinde insanların kendinden memnun olmalarını normal buluyorum. Ancak aklı net çizgilerde tutmayı onaylamak doğru değil. Çünkü insan gördükleriyle, öğrendikleriyle aklını değişime uğratır. Bu nedenle akıldan memnun olmak, bir açıdan değişime kapalı olmaktır.
İnsanlar pergelin merkezine kendilerini koydukları ve pergelin öbür ucunu diğerleriyle olan benzerliklerine göre belirledikleri, skalası yakından uzağa olan bir iletişim şekli oluştururlar. Yani samimi ilişkiler kurmayı kendi düzeyinde kişilerle sağlarlar. Evet bizler herkesle paylaşımda bulunabilir ve konuşabiliriz, normaldir. Ancak gerçekten düzeyimizde olanlarla kurduğumuz iletişimden verim alırız. Hatta aynı düzlemde olmasakta aynı düzeyde konuşmak gerçekten anlaşılmayı sağlar. Aksi takdirde muhattabımıza derdimizi anlatamayız çünkü duvara çarpar. Ya cambaz olacağız, o seviyelere inip çıkarak düzeyin gereği olan iletişim neyse onu kuracağız, ya kişiyi o düzeye davet edeceğiz ve kişinin gelişmesi için adım atmasını talep edeceğiz, ya da anlaşılmadığımıza kanaat getirip o iletişimi sonlandıracağız. Dördüncü bir seçenek yok. Ve bu konu , maalesef yaşadığımız çağın en önemli problemi. Bu sorunu çocuklarınız başta olmak üzere, aileniz, çevreniz, arkadaşlarınız veya yeni tanıştığınız insanlarla yaşadığınızı düşünüyorsanız; lütfen siz de iletişimle ilgili gelişeceğiniz yollara başvurun ve her zaman gelişime açık olun. Emin olun o zaman daha yaşanılası bir toplum haline geliriz.
Şikayet etme.
Şikayet etme, beni anla.
Yorgunum.
Solgun çiçeklerimin baharı ol.
Korkularımın nihayeti, intihara meyilli gecelerimin sabahı, boğulduğum suların kıyısı…
Başka nasıl anlatayım bilmiyorum.
Üşüyen ellerimi ısıt.
Maruz kaldığım yakınlıklar beni ya üşütüyor ya da yakıyor.
Hasretim ılık bir dokunuşa.
Beni duy.
Yan yana uyuyalım demiyorum sana.
Ama yanımda yürü.
Akordu bozuk müzik aletleri gibiyim.
Gel, tellerime dokun.
Anlamlı bir ses çıkarayım artık.
Sana şiir yazmak kolay.
İzin ver, şiire seni anlatayım.
Beni duy.
Beni bul.
Ve ne olur
beni anla artık.
Bektaş Şenel
Dicle ATILMIŞ | 16.06.2023