Meriç, AKP yönetimiyle ilişkiler nedeniyle sert bir dille eleştirerek, bölgede mezhepsel hayattaa karşı duyarlı kalmakla suçladı.

“Alevilere Yönelik Büyük Bir Kıyım Var”
Meriç, gümrük kapısının ötesinde Alevilere karşı ciddi bir şehitliğin yaşandığını vurguladı. “Bu coğrafyada kimsenin etnik kökeni ya da mezhebi nedeniyle hedef alınmasına kayıtsız kalamayız. Ancak AKP iktidarı, bu katliamları adeta seyrediyor. Şam yönetimiyle sürdükleri ilişki, yaşanan vahşete göz yummaktan başka bir anlama gelmiyor. Hükümete sesleniyorum: Çıkarlarınız uğruna bir kişinin çektiği acıları yok saymayın, insanlığın suçlarına ortak olmayın!” tasarruf kullanıldı.

“Medya Sessiz, İktidar Strateji Peşinde”
Meriç, ana akım medyanın katliamların karşısındaki suskunluğuna da dikkat çekti. Türkiye'nin uluslararası alanda insani bir tavır sergilemek yerine pragmatik hesaplar peşinde koştuğunu savunan Meriç, “Biz burada mezhep ya da etnik kimlik kimlik kullanmıyor, insanlık yerine her türlü vahşete karşı çıkıyoruz. Ne yazık ki hükümet, Suriye'deki dramatik bir satranç oyunu gibi görünüyor. Türkiye, hem kendi sınırlarında hem de bölgede barış ve adaletin tarafı olmalıdır” dedi.

“Tarih Zulme Sessiz Kalanları Yargılayacak”
Alevilere yönelik karşılıklı sona ayrılmak için Yayladağı Gümrük Kapısı'nda nöbet tutanlarını belirten Meriç, vicdan sahibi kişilere bu konuda duyarlı olmaya çağırdı. “Suskunluk, bu suçlara ortak olmaktır. Türkiye'nin mazlumlarının yanında yaşadıkları günleri hatırlayalım. Bugün insan hakları hiçe sayan katliamlara karşı ortaya çıkıyorlar, er ya da geç tarih önünde hesap verecekler” diye konuştu.