Dünyada kadınlar ve kız çocuklarının yüzde 1’inden azı, kadınların güçlenmesinin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı ülkelerde yaşıyor
UN Women (Birleşmiş Milletler Kadın Birimi) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) ‘Kadın Başarır’ Konferansında (Women Deliver Conference) yayımladıkları yeni küresel rapora göre, hiçbir ülkede toplumsal cinsiyet eşitliği tam olarak sağlanmış değil. Rapora göre kadınlar ve kız çocuklarının yüzde 1’inden azı, kadınların güçlenmesinin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı ülkelerde yaşıyor. Bu rapor ilk kez, kadınlar ve kız çocuklarının insani gelişmesinde kaydedilen ilerlemenin kapsamlı bir resmini çiziyor.
Raporda, UN Women ve UNDP güç birliği yaparak, kadınların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ölçen ikiz endeksler olarak Kadınların Güçlenmesi Endeksi (KGE) ve Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksini (KTCEE) öneriyor.
İkiz endeksler, kadınların insani gelişmesi, güçlenmesi ve özgürlüklerinde kaydedilen ilerlemeyi ölçmek için farklı fakat tamamlayıcı bakış açısı getiriyor. Endeksler, dünyada kadınların karşı karşıya kaldığı karmaşık zorlukları ortaya koyuyor ve hedefe yönelik müdahaleler ve politika reformlarının yolunu açıyor.
114 ülkenin verilerine dayanarak yapılan analizler, kadınların seçim yapma ve fırsatlardan yararlanma gücü ve özgürlüğünün büyük ölçüde kısıtlı olduğunu gösteriyor. Kadınların güçlenmesinin düşük olması ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin büyük olması yaygın bir durum olarak ele alınıyor.
KGE, kadınların sağlık, eğitim, kapsayıcılık, karar verme ve kadınlara yönelik şiddet olmak üzere beş boyutta seçim yapma ve yaşam fırsatlarından yararlanma gücünü ve özgürlüklerini ölçüyor. KTCEE ise benzer biçimde sağlık, eğitim, kapsayıcılık ve karar verme dahil olmak üzere insani gelişmenin temel boyutlarında erkeklere kıyasla kadınların durumunu değerlendiriyor.
Kadınların Güçlenmesi Endeksine göre, dünya genelinde kadınlar ortalama olarak tam potansiyellerinin yalnızca yüzde 60’ını gerçekleştirebiliyor. Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksine göre ise kadınlar temel insani gelişme boyutlarında erkeklerin elde ettiğinin yüzde 72’sini başarıyor, bu da yüzde 28’lik bir toplumsal cinsiyet eşitsizliği anlamına geliyor. Bu güçlenme açıkları ve eşitsizlikleri yalnız kadınların esenlik ve ilerlemesine değil, aynı zamanda insanlığın ilerlemesine de zarar veriyor.
UN Women İcra Direktörü Sima Bahous “Küresel toplum, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesi için güçlü bir taahhütte bulundu. Ancak bu yeni endekslere göre, kadınların tam potansiyelinin gerçekleşemediğini, büyük toplumsal cinsiyet açıklarının yaygın olarak devam ettiğini, bu durumun da tüm Amaçlar’ın gerçekleştirilmesine yönelik ilerlemeyi engellediğini ve yavaşlattığını açık biçimde görebiliyoruz. Bu nedenle, toplumsal cinsiyet eşitliği taahhüdünü gerçekleştirmek, kadınlar ve kız çocuklarının insan haklarını güvence altına almak, onların tüm temel özgürlüklerinin eksiksiz gerçekleştirilmesini sağlamak için gerekli çabaları sürdürmemiz gerekiyor” dedi.
Rapor ayrıca, dünyadaki kadınlar ve kız çocuklarının yüzde 1’den azının kadınların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin yüksek olduğu ülkelerde yaşadığını, öte yandan dünyadaki kadın nüfusunun yüzde 90’ının -yani 3,1 milyar kadın ve kız çocuğunun- kadının güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinde büyük açıkların bulunduğu ülkelerde yaşadığını vurguluyor.
“Bu aydınlatıcı analiz, salt insani gelişmenin yeterli bir koşul olmadığını, çünkü Kadınların Güçlenmesi Endeksi (KGE) ve Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde (KTCEE) düşük ve orta performans sergileyen ülkelerin yarısının yüksek ve çok yüksek insani gelişme grubunda yer aldıklarını gösteriyor” diyen UNDP Başkanı Achim Steiner sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok kadın ve kız çocuğu, potansiyellerinin sadece bir bölümünü gerçekleştirmelerine olanak sağlayan ülkelerde yaşıyor, bu yeni içgörüler insanlar için gerçek değişimi gerçekleştirmeyi hedefliyor.”
KGE ve KTCEE politika belirleyiciler için, kadınların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanında kaydedilen ilerlemeye ilişkin hayati kanıtları ve bunları başarmak için gerekli olan acil politika eylemlerini ortaya koyuyor. Endeksler, aşağıdaki alanlarda kapsamlı politika eylemlerine duyulan ihtiyacı gösteriyor:
· Sağlık politikaları: Cinsel ve üreme sağlığına evrensel erişim sağlamaya odaklanarak, herkes için uzun ve sağlıklı yaşamı desteklemek.
· Eğitimde eşitlik: Dijital çağda kadınlar ve kız çocuklarının güçlenmesi için, başta STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) gibi alanlar olmak üzere, beceri ve eğitim kalitesindeki açıkları gidermek.
· İş-özel yaşam uyumu ve ailelere destek: Uygun fiyatlı çocuk bakım hizmetleri, ebeveyn izni programları ve esnek çalışma düzenlemeleri dahil olmak üzere, iş-özel yaşam uyumunu destekleyen politikalar ve hizmetlere yatırım yapmak.
· Kadınların eşit katılımı: Kamusal yaşamın tüm alanlarında toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekleştirmeye yönelik hedefler belirlemek ve eylem planları yapmak, kadınları geride bırakan ayrımcı kanunlar ve düzenlemeleri ortadan kaldırmak.
· Kadınlara yönelik şiddet: Önleme, değişen sosyal normlar, ayrımcı kanunlar ve düzenlemeleri ortadan kaldırmaya odaklanan kapsamlı önlemleri uygulamaya koymak.
Bu endeksler değişimin hızlandırıcıları olarak işlev görüyor, tüm ülkelerde ilerleme ve açıkların kapsamlı biçimde izlenmesi ve değerlendirilmesini sağlıyor. Küresel zorlukların insani gelişmeyi aksatma ve mevcut toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ağırlaştırma riski yarattığı kritik bir dönüm noktasında ortaya çıkıyorlar. Bu endekslerden yararlanmak suretiyle politika belirleyiciler, paydaşlar ve toplumlar bilgiye dayalı önlemler alabilir ve daha hakkaniyetli ve kapsayıcı bir dünyaya gidişi hızlandırabilir.
Dünyamız bugün kritik bir dönüm noktasından geçiyor ve bu rapor, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın değerlendirilmesine önemli bir katkıyı ve Eylül ayında toplanacak SKA Zirvesi öncesinde 17 amacın her birine yönelik çalışmaları daha da güçlendirme aracını oluşturuyor.