Döviz kurundaki artış tıbbi ve laboratuvar sarf malzemesi harcamalarını da katladı. Geçen yıl nisanda 668.7 milyon TL olan harcama bu yılın aynı döneminde 3.4 milyar TL’ye ulaştı. Bir yıldaki artış yüzde 415.74 oldu.
Genel Sağlık-İş Başkanı Derya Uğur, geçen yıl Türkiye’de sağlık enflasyonunun yüzde 122.17 olduğunun açıklandığını, yüksek enflasyonunun yalnızca özel hizmet bedellerini ve ilaçları değil, tıbbi malzeme fiyatlarını da etkilediğine dikkat çekti.
Uğur, bu yılın ilk dört ayında Sağlık Bakanlığı mali tablolarına yansıyan “tıbbi ve laboratuvar sarf malzemeleri” için ödenen tutarların sağlık hizmetlerinde yaşanacak sıkıntıların habercisi olduğuna dikkat çekti.
Giderler 2020’de tamamında 3.1 milyar TL, 2021’in tamamında 11.1 milyar TL, geçen yılın tamamında da 10.9 milyar TL olmuştu. Bu yılın 4 ayında yapılan harcamalar 2020’nin tamamında yapılan harcamaları aşmış oldu.
Hammadde temininde dışa bağımlı olunduğunu, döviz kurlarında yaşanan artışların tıbbi malzemeleri de etkilediğini vurgulayan Uğur, “Kaygılıyız. Kamu hastanelerinde ortopedi, göz, beyin cerrahisi alanlarında malzeme eksikliği kısa bir süre için düzelmiş ancak sorunlar yeniden baş göstermiştir; birçok ameliyat malzeme eksikliği nedeniyle yapılamamaktadır” dedi. Uğur, yaşamsal öneme sahip kalp pili gibi ek malzeme gereken ameliyatlarda sıkıntılar yaşandığını, dövizdeki yükselişin sorunları yaygınlaştırdığını bildirdi.
SUT’UN 2-3 KATI FİYAT
“Döviz kurlarındaki yükselmeye rağmen bunun karşılığında sabit kur uygulanması nedeniyle; tıbbi malzeme şirketleri sağlık kuruluşlarına ürün arz etmeme eğilimi göstermektedir” uyarısında bulunan Uğur, hastaneler tarafından açılan ihalelerde tıbbi malzeme şirketlerinin sağlık uygulama tebliği (SUT) fiyatları üzerinden ürün tedariğini kabul etmediğini, döviz kurlarındaki artış nedeniyle ancak SUT’un 2-3 katı fiyatlarla ürün sağlanabildiğini vurguladı. Uğur, yaşanan bu durumun sonucunda malzeme eksikliği nedeniyle tedavisi yapılamayan hastanın özel hastanelere yönlendirildiğini, parası olan tedavi olabilirken parası olamayanın tedaviye ulaşamadığını vurguladı.
'BEDELİ HALK ÖDÜYOR'
Hekimlerin, hemşirelerin yurtdışına gitmeyi ya da emekli olmayı tercih etmesi sebebiyle randevu sorunları yaşayan yurttaşın şimdi de döviz kuru nedeniyle mağdur edildiğine dikkat çeken Uğur, şunları söyledi: “Kur krizi nedeniyle tıbbi malzeme bulunamaması ertelenen ameliyatları beraberinde getirecektir. İlaç bulunama sorunu da ağırlaşacak; yurttaşlarımızın sağlık hizmetine erişimi giderek zorlaşacaktır. Ekonomik krizin derinleştiği koşullarda sağlıklı yaşam mücadelesi veren yurttaşımız bir de sağlık hizmetine erişim konusunda mağdur edilmektedir. Sağlık hizmetlerini ticarileştiren, ilaç ve tıbbı malzemede ülkeyi dışa bağımlı hale getiren siyasi iktidarı kötü yönetiminin bedelini, halk, sağlığı ile ödemektedir.”