Gaziantep Üniversitesi (GAÜN), depremlerin tarım, toprak ekolojisi ve biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerini değerlendirmek üzere "Doğal Afet, Sağlık, Tarım ve Biyoçeşitlilik" çalıştayı düzenledi.
Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinin Gaziantep'in Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde yol açtığı toprak ekolojisi tahribatını inceleyen proje kapsamında gerçekleştirilen çalıştay, GAÜN, Gaziantep İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Antep Fıstığı Araştırma Enstitüsü iş birliğiyle Mavera Kongre ve Sanat Merkezi’nde yapıldı.
GAÜN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu, açılışta yaptığı konuşmada, depremin sadece yapısal değil, ekolojik ve tarımsal etkilerinin de uzun vadeli olduğunu vurguladı:
"Gaziantep olarak büyük acılar yaşadık. Depremin toprak yapısı, su kaynakları ve tarımsal üretime etkilerini henüz tam olarak bilmiyoruz. Bu çalıştayla elde edilecek veriler, gelecekteki risk yönetimi için kritik önem taşıyor."
AFAD Gaziantep İl Müdürü Mahmut Coşkun ise, 6 Şubat depremlerinin 11 ilde yol açtığı yıkımın sadece binaları değil, doğal yaşamı ve tarımı da derinden etkilediğini belirterek, "Doğal afetlerle yaşamayı öğrenmeli, hazırlıklı olmalıyız" dedi.
Proje yürütücüsü Prof. Dr. Erdihan Tunç, depremin toprak mikrobiyolojisi, su tutma kapasitesi ve tarım arazileri üzerindeki etkilerinin incelendiğini ifade etti. Çalıştayda, AFAD, Kızılay, Tarım İl Müdürlüğü ve akademisyenlerin deprem sonrası yürüttüğü çalışmalar paylaşıldı.
GAÜN İslahiye Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. Sevgi Arslan, projenin detaylarını anlatan bir sunum yaparken, Hacettepe Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Soran moderatörlüğünde "Gaziantep’te Her Yönüyle Depremin Etkisi" başlıklı panel gerçekleştirildi.
Çalıştayda, depremin ekolojik etkilerinin yanı sıra afet öncesi ve sonrası alınacak önlemler de tartışıldı. Uzmanlar, özellikle tarım alanlarının korunması, toprak sağlığının izlenmesi ve su kaynaklarının sürdürülebilirliği için acil politikalar geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Sonuç raporunun ilgili kurumlarla paylaşılacağı belirtilen çalıştay, depremin uzun vadeli etkilerine karşı bilimsel temelli çözümler üretilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi.