Çağımızda bilimsel bilgiye erişmek oldukça kolaylaştı. Ancak mesele bilgiye ulaşmak değil, onu anlamak, özümsemek ve uygulamaktır. İnsanoğlu her ne kadar canlıların en üstün türü olarak anılsa da yok etme eğilimi nedeniyle doğayı tahrip eden taraftadır. (Zira doğayı tahrip etmek demek, kendini tahrip etmek demektir. )
Çağımızda bilimsel bilgiye erişmek oldukça kolaylaştı. Ancak mesele bilgiye ulaşmak değil, onu anlamak, özümsemek ve uygulamaktır. İnsanoğlu her ne kadar canlıların en üstün türü olarak anılsa da yok etme eğilimi nedeniyle doğayı tahrip eden taraftadır. (Zira doğayı tahrip etmek demek, kendini tahrip etmek demektir. )
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri artık küresel ısınma çağının sonlandığını küresel kaynama çağına girildiğini açıkladı. Peki bu ne demek?
Çölleşme demek,
Deprem demek,
Susuzluk demek,
Eyyam-ı bahur demek,
Tsunami demek vb…
Nature Sustainabilitiy dergisinde çıkan küresel limit aşımı araştırmasından tutun da ,’’Çölleşme kanserli bir hücre gibidir’’ yazısında anlatılanlara varana kadar, pek çok araştırma yazısı Türkiye’nin yakın gelecekte baştan başa çöle dönüşebileceğini açıkça anlamamızı sağlıyor.
Peki ne yapabiliriz?
Bilgilendirme toplantılarımızda bile kuru pastalı ve içecekli bir araya gelişlerimiz, konuya çözüm önerisi sunmak ve bilinçlenmekten çok sosyalleşmemizin bahanesi haline geldi. Şu süreçte gözlemlediğim hiçbir toplantı ciddi ve anlamlı sonuçlar üretmiyor. Hatta hala ağaç kesmeye devam ediyoruz.
Nerden baksan tutarsızlık,
Nerden baksan ahmakça!
Örneğin dün yine bir deprem daha yaşadık. Hepimizde travma haline gelen depremle ilgili süreci ne zaman alnımızın akıyla neticelendireceğimiz belli değil. Enkazlar yerleşim yerlerinden oldukça uzağa atılmalıyken ,yerleşim yerlerinin yakınına atılıyor ve toprağa, suya karışarak insan hayatını riske ediyor.
Akıllı olduğu için üstün olan türümüzün onu azarlayan, ona bağıran ağaçlarla ve hayvanlarla konuşarak diyalog kurmasını çok isterdim. Doğaya konuşma yetisi dahil edilse kim bilir bize neler söylerlerdi. Uzun lafın kısası, bizler doğaya kırk yılda verdiğimiz zararı bugün telafi etmeye çalışsak, yüzlerce yıl beklememiz gerekiyor. Yarını düşünmeyerek yaşayan ve dünyayı tahrip eden bizleri maalesef çok zor günler bekliyor. Nazım’ın dediği gibi bu dünya soğuyacak, boş bir ceviz gibi yuvarlanacak ve biz dünyayı sevenler, şimdiden çekeceğiz acısını…
Bu görüntüler ve yok edici tarafımız biter mi bir gün?
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için...
Nazım Hikmet
https://www.marinedealnews.com/yok-edici-bir-tur-olarak-insan/
https://www.yesilaski.com/collesme-kanserli-bir-hucre-gibidir.html
DİCLE ATILMIŞ | 11.08.2023